riVDmb1. Vakıa Suresi Okunuşu - Türkçe Anlamı, Arapça Yazılışı ve Fazileti ... Bu süre zenginlik süresi olarak Vakia suresi İslam Subhi videomuzda vakia suresi dinleyerek, vakia suresi arapça ve türkçe meali okuyarak, vakia suresi meali ve, Vakıa Suresi Vakia Suresi Okunuşu ve Meali - vakiasuresi vakia abdurrahmanelussi Vakia suresi Abdurrahman el Ussi türkçe meali ve anlamı videomuzda vakia suresi arapça okunuşu Vakia suresi Fatih Çollak videomuzda vakia suresi dinleyerek, vakia suresi arapça ve türkçe meali okuyarak, vakia suresi meali ve, Türkçe okunuşu İzâ vekâ'âtilvâkiâ. Leyse livâkâtihâ kâzibeh. Hâfidatun rafiâ. İzâ ruccetilardu racce. Big blue izleFrontline commando d day apkSen benden gittin gideli akorJames donkey driver download Vakıa Suresi Vakia Suresi Okunuşu ve Meali - vakiasuresi vakia abdurrahmanelussi Vakia suresi Abdurrahman el Ussi türkçe meali ve anlamı videomuzda vakia suresi arapça okunuşu Vakia suresi Fatih Çollak videomuzda vakia suresi dinleyerek, vakia suresi arapça ve türkçe meali okuyarak, vakia suresi meali ve, Türkçe okunuşu İzâ vekâ'âtilvâkiâ. Leyse livâkâtihâ kâzibeh. Hâfidatun rafiâ. İzâ ruccetilardu racce. Ve bussetilcibâlu besse. Fekânet hebâen munbesse. Vakıa Suresi Türkçe Oku İza ve kaatil vakıah. Leyse li vak'atiha kazibeh. Hafidatun rafiah. İza ruccetil ardu recca. Ve bussetil cibalu bessa. Fe kanet Peki her gün Vakıa Suresi okumanın faziletleri nelerdir? Vakıa Suresi Arapça ve Türkçe okunuşu. İza ruccetilardu racce. Vakıa suresi meali ile Vakıa suresi faziletleri anlaşılabilir, Vakıa suresi fazileti ile Vakia suresi daha iyi anlaşılabilir. İşte Vakıa suresi 18 sep. 2020 VAKIA SÛRESİ TÜRKÇE OKUNUŞU. Bismillahirrahmanirrahim. 1. İza veka'atilvaki'atu. 2. Leyse livak'atiha kazibetun. 3. Hafıdatun rafi'tun. 5 dagen geleden Vakıa suresi dinle hızlı okuma. “ vakia suresİ duasi, manasi ve vakia suresİnİ okuma usulÜ ” üzerine 3 düşünce Hatice 16/12/2016, Vakia suresi turkce okunusuVakıa Suresi kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'in 56. suresidir. Vakıa suresi iniş sırasına göre 40. suredir. Mekke'de nazil olan sure Taha suresinden sonra, Şuara suresinden öncedir. 96 ayetten oluşan Vakıa Suresi ayette geçen Vakıa kelimesinden almaktadır. suresidir. Mekke'de nazil olmuştur. Meali, Arapça-Türkçe 23 feb. Vakıa Suresi Türkçe Okunuşu ve Meali Vakıa Suresi Türkçe Okunuşu 1. İza veka'atilvaki'atu. 2. Leyse livak'atiha kazibetun. 3. Hafıdatun rafi'tun. 4. İz İşte İsra Suresi Arapça okunuşu ve Türkçe meali! iza messekümüd durru fil bahri dalle men ted'une illa iyyah felemma neccaküm ilel berri a'radtüm ve kanel insanü kefura. Tebareke suresi Arapça oku, dinle ve Tebareke suresi hakkında bilinmesi gereken herşey. Mülk sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 30 âyettir. İsmini, birinci âyette geçen اَلْمُلْكُ mülk kelimesinden alır. تَبَارَكَ tebâreke kelimesiyle başladığı için, Tebareke Suresi diye de isimlendirilmiştir. 19 aug. 2021 Vakıa Suresi İżâ veka'ati-lvâki'atu Leyse livak'atihâ kâżibetun Ḣâfidatun râfi'atun İżâ rucceti-l-ardu raccân Ve busseti-lcibâlu mahkum 11 bölüm full izle sansürsürsüzdemax taksibodrumda villaya yatılı ailefenerin kimle maçı var bugüntransmed şikayet Iddaa sonuçları sorgulamaKo gb satışTubidy searching engineTürkiyepornoYasin suresi ishak danış dinleCry me a sad river türkçe altyazılıTrt geometri konularıPes 2010 türkçe spikerAlacakaranlık şafak vakti 3 ne zaman vizyona girecekGaren online sro
Çevrimiçi Vakıa Suresi Türkçe Okunuşu ve Meali Vakıa Suresi Türkçe Okunuşu ve Meali Vakıa Suresi Türkçe Okunuşu 1. İza veka'atilvaki'atu. 2. Leyse livak'atiha kazibetun. 3. Hafıdatun rafi'tun. 4. İza ruccetil'ardu reccen. 5. Ve bussetilcibalu bessen. 6. Ve fekanet hebaen munbessen. 7. Ve kuntum ezvacen selaseten. 8. Feashabulmeymeneti ma ashaulmeymeneti. 9. Ve ashabulmeş'emeti ma ashabulmeş'emeti. 10. Vessabikunessabikune. 11. Ulaikelmukarrabune. 12. Fiy cennatin na'ıymi. 13. Sulletun minel'evveliyne. 14. Ve kaliylun minel'ahıriyne. 15. 'ala sururin medunetun. 16. Muttekiiyne 'aleyha mutekabiliyne. 17. Yetufu 'aleyhim veldanun muhalledune. 18. Biekvabin ve ebariyka ve ke'sin min ma'ıynin. 19. La yusadda'une 'anha ve la yunzifune. 20. Ve fakihetin mimma yetehayyerune. 21. Ve lahmi tayrin mimma yeştehune. 22. Ve hurun 'ıynun. bima kanu ya'melune. yesme'une fiyha lağven ve la te'siymen. kıylen selamen selamen. ashabulyemiyni ma ashabulyemiyni. sidrin mahdudin. talhın mendudin. zıllin memdudin. main meskubin. fakihetin kesiyretin. maktu'atin ve la memnu'atin. furuşin merfu'atin. enşe'nahunne inşaen. ebkaren. 37.'Uruben etraben. minel'evveliyne. sulletun minelahiriyne. ashabuşşimali ma ishabuşşimali. semumin ve hamiymin. zıllin min yahmumin. baridin ve la keriymin. kanu kable zalike mutrefiyne. kanu yusırrune 'alelhınsil'azıymi. kanu yekulune eiza mitna ve kunna turaben ve 'ızamen einne lemeb'usune. abaunel'evvelune. innel'evveliyne vel'ahıriyne. ila miykati yevmin ma'lumin. innekum eyyuheddallunelmukezzibune. min şecerin min zakkumin. minhelbutune. 'aleyhi minelhamiymi. şurbelhiymi. nuzuluhum yevmeddiyni. halaknakum felevla tusaddikune. ma tumnune. tahlukunehu em nahnulhalikune. kadderna beynekumulmevte ve ma nahnu bimesbukıyne. 61.'Ala en nubeddile emsalekum ve nunşiekum fiy ma la ta'lemune. lekad 'alimtumunneş'etel'ula felevla tezekkerune. ma tahrusune. tezre'unehu em nahnuzzari'une. neşa'u lece'alnahu hutamen fezaltum tefekkehune. lemuğremune. nahnu mahrumune. teşrebune. enzeltumuhu minelmizni em nahnulmunzilune. neşa'u ce'alnahu ucacen felevla teşkurune. turune. enşe'tum şecereteha em nahnul munşiune. ce'alnaha tezkireten ve meta'an lilmukviyne. bismi rabbikel'azıymi. uksimu bimevakı'ınnnucumi. innehu lekasemun lev ta'lemune 'azıymun. lekur'anun keriymun. kitamin meknunin. yemessuhu illelmutahherune. min rabbil'alemiyne. entum mudhinune. tec'alune rizkakum ennekum tukezzibune. iza beleğatilhulkume. entum hıyneizin tenzurune. nahnu akrebu ileyhi minkum ve lakin la tubsırune. in kuntum ğayre mediyniyne. in kuntum sadikıyne. in kane minelmukarrebiyne. ve reyhanun ve cennetu na'ıymin. emma in kane min ashabilyemiyni. leke min ashabilyemiyni. emma in kane minelmukezzibiyneddalliyne. min hamiymin. tasliyetu cahıymin. haza lehuve hakkulyakıyni. bismi rabbikel'azıymi. Vakıa Suresi Diyanet Türkçe Meali Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla Kesin gerçekleşecek olan Kıyamet koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır. ﴾1-2﴿ Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, kimini yükseltir, kimini alçaltır. ﴾3-7﴿ Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir! ﴾8﴿ Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir! ﴾9﴿ İman ve amelde öne geçenler ise Ahirette de öne geçenlerdir. İşte onlar Allah'a yaklaştırılmış kimselerdir. ﴾10-11﴿ Onlar, Naîm cennetlerindedirler. ﴾12﴿ Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir. ﴾13-14﴿ Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevherâtla işlenmiş tahtlar üzerindedirler. ﴾15-16﴿ Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar. ﴾17-21﴿ Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır. ﴾22-23﴿ Bütün bunlar işledikleri amellere karşılık bir mükâfat olarak verilir. ﴾24﴿ Orada ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir şey işitirler. ﴾25﴿ Sadece "selam!", "selam!" sözünü işitirler. ﴾26﴿ Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir! ﴾27﴿ Onlar, dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. ﴾28-34﴿ Biz onları hurileri yepyeni bir yaratılışta yarattık. ﴾35﴿ Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık. ﴾36-38﴿ Bunların birçoğu öncekilerden, bir çoğu da sonrakilerdendir. ﴾39-40﴿ Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir! ﴾41﴿ Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifiri bir gölge içinde!.. ﴾42-44﴿ Çünkü onlar, bundan önce dünyada varlık içinde sefahata dalmış ve azgın kimselerdi. ﴾45﴿ Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı. ﴾46﴿ Diyorlardı ki "Biz öldükten, toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı, biz mi bir daha diriltilecekmişiz?" ﴾47﴿ "Evvelki atalarımız da mı?" ﴾48﴿ De ki "Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır." ﴾49-50﴿ Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka cehennemde bir ağaçtan, zakkumdan yiyeceksiniz. ﴾51-52﴿ Karınlarınızı ondan dolduracaksınız. ﴾53﴿ Üstüne de o kaynar sudan içeceksiniz. ﴾54﴿ Kanmak bilmez susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz. ﴾55﴿ İşte bu hesap ve ceza gününde onlara ziyafetleridir. ﴾56﴿ Sizi biz yarattık. Hâlâ tasdik etmeyecek misiniz? ﴾57﴿ Attığınız o meniye ne dersiniz?! ﴾58﴿ Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz? ﴾59﴿ Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. Bu konuda bizim önümüze geçilmez. ﴾60-61﴿ Andolsun, birinci yaratılışınızı biliyorsunuz. O halde düşünseniz ya! ﴾62﴿ Ektiğiniz tohuma ne dersiniz?! ﴾63﴿ Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz? ﴾64﴿ Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz ﴾65﴿ "Muhakkak biz çok ziyandayız!" ﴾66﴿ "Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!" ﴾67﴿ İçtiğiniz suya ne dersiniz?! ﴾68﴿ Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz? ﴾69﴿ Dileseydik onu acı bir su yapardık. O halde şükretseydiniz ya!.. ﴾70﴿ Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz?! ﴾71﴿ Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz? ﴾72﴿ Biz onu bir ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık. ﴾73﴿ O halde, O yüce Rabbinin adını tesbih et yücelt. ﴾74﴿ Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir- ﴾75-76﴿ O, elbette değerli bir Kur'an'dır. ﴾77﴿ Korunmuş bir kitaptadır. ﴾78﴿ Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir. ﴾79﴿ Âlemlerin Rabb'inden indirilmedir. ﴾80﴿ Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah'ın verdiği rızka O'nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz? ﴾81-82﴿ Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize! ﴾83﴿ Oysa siz o zaman bakıp durursunuz. ﴾84﴿ Biz ise ona sizden daha yakınız. Fakat siz göremezsiniz. ﴾85﴿ Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize! ﴾86-87﴿ Fakat ölen kişi Allah'a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır. ﴾88-89﴿ Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, "Selam sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!" denir. ﴾90-91﴿ Ama haktan sapan yalancılardan ise, işte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır. ﴾92-93﴿ Bir de cehenneme atılma vardır. ﴾94﴿ Şüphesiz bu, kesin gerçektir. ﴾95﴿ Öyleyse yüce Rabbinin adını tesbih et. ﴾96﴿Kaynak;hurriyetBenzer Konular Fetih Suresi Türkçe Okunuşu ve Meali Bakara Suresi Hikmeti Sırları ve Meali Bakara Suresi Tamamı Türkçe Okunuşu Bakara Suresi Evinizdeki Geçimsizliğe Şifa Bakara Suresi Videosu Ala Suresinin Latin Harflerle Arapça Okunuşu To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts. ... "Hepimiz bir bataklıkta yaşıyoruz, Ama bazılarımız yıldızlara bakıyor."
VÂKIA Suresi okunuşu ve türkçe meali56 - VÂKIABismillahirrahmanirrahim 1. İza veka'atilvaki'atu. 2. Leyse livak'atiha kazibetun. 3. Hafıdatun rafi'tun. 4. İza ruccetil'ardu reccen. 5. Ve bussetilcibalu bessen. 6. Ve fekanet hebaen munbessen. 7. Ve kuntum ezvacen selaseten. 8. Feashabulmeymeneti ma ashaulmeymeneti. 9. Ve ashabulmeş'emeti ma ashabulmeş'emeti. 10. Vessabikunessabikune. 11. Ulaikelmukarrabune. 12. Fiy cennatin na'ıymi. 13. Sulletun minel'evveliyne. 14. Ve kaliylun minel'ahıriyne. 15. 'ala sururin medunetun. 16. Muttekiiyne 'aleyha mutekabiliyne. 17. Yetufu 'aleyhim veldanun muhalledune. 18. Biekvabin ve ebariyka ve ke'sin min ma'ıynin. 19. La yusadda'une 'anha ve la yunzifune. 20. Ve fakihetin mimma yetehayyerune. 21. Ve lahmi tayrin mimma yeştehune. 22. Ve hurun 'ıynun. 23. Keemsalillu'luilmeknuni. 24. Cezaen bima kanu ya'melune. 25. La yesme'une fiyha lağven ve la te'siymen. 26. İlla kıylen selamen selamen. 27. Ve ashabulyemiyni ma ashabulyemiyni. 28. Fiy sidrin mahdudin. 29. Ve talhın mendudin. 30. Ve zıllin memdudin. 31. Ve main meskubin. 32. Ve fakihetin kesiyretin. 33. La maktu'atin ve la memnu'atin. 34. Ve furuşin merfu'atin. 35. İnna enşe'nahunne inşaen. 36. Fece'alnahunne ebkaren. 37. 'Uruben etraben. 38. Liashabilyemiyni. 39. Sulletun minel'evveliyne. 40. Ve sulletun minelahiriyne. 41. Ve ashabuşşimali ma ishabuşşimali. 42. Fiy semumin ve hamiymin. 43. Ve zıllin min yahmumin. 44. La baridin ve la keriymin. 45. İnnehum kanu kable zalike mutrefiyne. 46. Ve kanu yusırrune 'alelhınsil'azıymi. 47. Ve kanu yekulune eiza mitna ve kunna turaben ve 'ızamen einne lemeb'usune. 48. Eve abaunel'evvelune. 49. Kul innel'evveliyne vel'ahıriyne. 50. Lemecmu'une ila miykati yevmin ma'lumin. 51. Summe innekum eyyuheddallunelmukezzibune. 52. Leakilune min şecerin min zakkumin. 53. Femaliune minhelbutune. 54. Feşaribune 'aleyhi minelhamiymi. 55. Feşaribune şurbelhiymi. 56. Haza nuzuluhum yevmeddiyni. 57. Nahnu halaknakum felevla tusaddikune. 58. Efereeytum ma tumnune. 59. Eentum tahlukunehu em nahnulhalikune. 60. Nahnu kadderna beynekumulmevte ve ma nahnu bimesbukıyne. 61. 'Ala en nubeddile emsalekum ve nunşiekum fiy ma la ta'lemune. 62. Ve lekad 'alimtumunneş'etel'ula felevla tezekkerune. 63. Efereeytum ma tahrusune. 64. Eeentum tezre'unehu em nahnuzzari'une. 65. Lev neşa'u lece'alnahu hutamen fezaltum tefekkehune. 66. İnna lemuğremune. 67. Bel nahnu mahrumune. 68. Efereeytumulmaelleziy teşrebune. 69. Eentum enzeltumuhu minelmizni em nahnulmunzilune. 70. Lev neşa'u ce'alnahu ucacen felevla teşkurune. 71. Efereeytumunnarelletiy turune. 72. Eentum enşe'tum şecereteha em nahnul munşiune. 73. Nahnu ce'alnaha tezkireten ve meta'an lilmukviyne. 74. Fesibbıh bismi rabbikel'azıymi. 75. Fela uksimu bimevakı'ınnnucumi. 76. Ve innehu lekasemun lev ta'lemune 'azıymun. 77. İnnehu lekur'anun keriymun. 78. Fiy kitamin meknunin. 79. Lya yemessuhu illelmutahherune. 80. Tenziylun min rabbil'alemiyne. 81. Efebihazelhadiysi entum mudhinune. 82. Ve tec'alune rizkakum ennekum tukezzibune. 83. Felevla iza beleğatilhulkume. 84. Ve entum hıyneizin tenzurune. 85. Ve nahnu akrebu ileyhi minkum ve lakin la tubsırune. 86. Felevla in kuntum ğayre mediyniyne. 87. Terci'uneha in kuntum sadikıyne. 88. Feemma in kane minelmukarrebiyne. 89. Feravhun ve reyhanun ve cennetu na'ıymin. 90. Ve emma in kane min ashabilyemiyni. 91. Feselamun leke min ashabilyemiyni. 92. Ve emma in kane minelmukezzibiyneddalliyne. 93. Fenuzulun min hamiymin. 94. Ve tasliyetu cahıymin. 95. İnne haza lehuve hakkulyakıyni. 96. Fesebbih bismi rabbikel'azıymi. Vakıa Suresi Türkçe MealiBismillahirrahmânirrahîm Mekke döneminde inmiştir. 96 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen 1, 2. Kesin gerçekleşecek olan Kıyamet koptuğu zaman, onun kopuşunu yalanlayacak kimse olmayacaktır. 3, 4, 5, 6, 7. Yeryüzü şiddetle sarsıldığı, dağlar parça parça dağılıp saçılmış toz olduğu ve siz de üç sınıf olduğunuz zaman, O, kimini yükseltir, kimini alçaltır. 8. Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir! 9. Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir! 10, 11. İman ve amelde öne geçenler ise Ahirette de öne geçenlerdir. İşte onlar Allah'a yaklaştırılmış kimselerdir. 12. Onlar, Naîm cennetlerindedirler. 13, 14. Onların çoğu öncekilerden, azı da sonrakilerdendir. 15, 16. Onlar, karşılıklı yaslanmış vaziyette mücevherâtla işlenmiş tahtlar üzerindedirler. 17, 18, 19, 20, 21. Ebediyen genç kalan uşaklar, onların etrafında; içmekle başlarının dönmeyeceği ve sarhoş olmayacakları, cennet pınarından doldurulmuş sürahileri, ibrikleri ve kadehleri, beğendikleri meyveleri ve arzu ettikleri kuş etlerini dolaştırırlar. 22, 23. Onlar için saklı inciler gibi, iri gözlü huriler de vardır. 24. Bütün bunlar işledikleri amellere karşılık bir mükâfat olarak verilir. 25. Orada ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir şey işitirler. 26. Sadece "selam!", "selam!" sözünü işitirler. 27. Ahiret mutluluğuna erenler, ne mutlu kimselerdir! 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34. Onlar, dikensiz sidir ağaçları ve meyveleri küme küme dizili muz ağaçları altında, yayılmış sürekli bir gölgede, çağlayan bir su başında, tükenmeyen ve yasaklanmayan çok çeşitli meyveler içinde ve yüksek döşekler üzerindedirler. 35. Biz onları hurileri yepyeni bir yaratılışta yarattık. 36, 37, 38. Onları ahiret mutluluğuna erenler için, hep bir yaşta eşlerini çok seven gösterişli bakireler yaptık. 39, 40. Bunların birçoğu öncekilerden, bir çoğu da sonrakilerdendir. 41. Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir! 42, 43, 44. Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifiri bir gölge içinde!.. 45. Çünkü onlar, bundan önce dünyada varlık içinde sefahata dalmış ve azgın kimselerdi. 46. Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı. 47. Diyorlardı ki "Biz öldükten, toprak ve kemik yığını haline geldikten sonra mı, biz mi bir daha diriltilecekmişiz?" 48. "Evvelki atalarımız da mı?" 49, 50. De ki "Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır." 51, 52. Sonra siz ey haktan sapan yalanlayıcılar! Mutlaka cehennemde bir ağaçtan, zakkumdan yiyeceksiniz. 53. Karınlarınızı ondan dolduracaksınız. 54. Üstüne de o kaynar sudan içeceksiniz. 55. Kanmak bilmez susamış develerin suya saldırışı gibi içeceksiniz. 56. İşte bu hesap ve ceza gününde onlara ziyafetleridir. 57. Sizi biz yarattık. Hâlâ tasdik etmeyecek misiniz? 58. Attığınız o meniye ne dersiniz?! 59. Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz? 60, 61. Sizin yerinize benzerlerinizi getirmek ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden yaratmak üzere aranızda ölümü biz takdir ettik. Bu konuda bizim önümüze geçilmez. 62. Andolsun, birinci yaratılışınızı biliyorsunuz. O halde düşünseniz ya! 63. Ektiğiniz tohuma ne dersiniz?! 64. Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz? 65. Dileseydik, onu kuru bir çöp yapardık da şaşkınlık içinde şöyle geveleyip dururdunuz 66. "Muhakkak biz çok ziyandayız!" 67. "Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!" 68. İçtiğiniz suya ne dersiniz?! 69. Siz mi onu buluttan indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz? 70. Dileseydik onu acı bir su yapardık. O halde şükretseydiniz ya!.. 71. Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz?! 72. Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz? 73. Biz onu bir ibret ve ıssız yerlerde yaşayanlara bir yarar kaynağı kıldık. 74. O halde, O yüce Rabbinin adını tesbih et yücelt. 75, 76. Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir- 77. O, elbette değerli bir Kur'an'dır. 78. Korunmuş bir kitaptadır. 79. Ona, ancak tertemiz olanlar dokunabilir. 80. Âlemlerin Rabb'inden indirilmedir. 81, 82. Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah'ın verdiği rızka O'nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz? 83. Can boğaza geldiğinde, onu geri döndürsenize! 84. Oysa siz o zaman bakıp durursunuz. 85. Biz ise ona sizden daha yakınız. Fakat siz göremezsiniz. 86, 87. Eğer hesaba çekilmeyecekseniz ve doğru söyleyenler iseniz, onu geri döndürsenize! 88, 89. Fakat ölen kişi Allah'a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır. 90, 91. Eğer Ahiret mutluluğuna ermiş kişilerden ise, kendisine, "Selam sana Ahiret mutluluğuna ermişlerden!" denir. 92, 93. Ama haktan sapan yalancılardan ise, işte ona da kaynar sudan bir ziyafet vardır. 94. Bir de cehenneme atılma vardır. 95. Şüphesiz bu, kesin gerçektir. 96. Öyleyse yüce Rabbinin adını tesbih et. Linkback
MÜLK Suresi 9. ayet İmam İskender Ali Mihr Onlar cehenneme atılanlar dediler ki “Evet, bize nezir gelmişti. Fakat biz onu yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz, dedik.” Diyanet İşleri Onlar da şöyle derler “Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ demiştik.” Abdul Metin Saruhan Onlar şöyle cevap verirler; Evet, doğrusu bize, bu azap ile korkutan bir Peygamber gelmişti; Fakat biz onu yalan saymış ve; Allah’ın bir şey gönderdiği yok, siz olsa olsa büyük bir sapıklık içersindesiniz, demiştik. Abdulbaki Gölpınarlı Evet derler, andolsun ki geldi bize korkutucu da yalanladık onu ve Allah dedik, hiçbir şeyi indirmemiştir; siz ancak, pek büyük bir sapıklığa düşmüşsünüz. Abdullah Parlıyan Onlar “Evet” diyecekler. “Aslında bize bir uyarıcı gelmişti ama biz onun söylediklerini yalanladık ve ona Allah vahiy yoluyla hiç birşey indirmiş değildir. Siz kendisini uyarıcı peygamber olarak görenler büyük bir yanılgı içindesiniz dedik.” Adem Uğur Onlar şöyle cevap verirler Evet, doğrusu bize, bu azap ile korkutan bir peygamber gelmişti; fakat biz onu yalan saymış ve Allah'ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa büyük bir sapıklık içindesiniz! demiştik. Ahmed Hulusi Cehennem ehli de der ki "Evet, gerçekten bize bir uyarıcı geldi de biz inanmayıp reddettik! 'Allâh hiçbir şey inzâl etmemiştir; sizin yaptığınız çok büyük bir sapıklıktır' dedik. " Ahmet Tekin Onlar 'Elbette geldi. Bize sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı geldi. Biz onu yalanladık. Allah’ın amellerimize değer kazandıran bir şeyler indirdiği yok, siz, olsa olsa, büyük bir dalâlet, bir yanılgı içindesiniz demiştik.' derler. Ahmet Varol Derler ki 'Evet. Bize bir uyarıcı gelmişti. Ama biz yalanladık ve 'Allah bir şey indirmedi. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' dedik.' Ali Bulaç Onlar "Evet" derler. "Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve "Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik." Ali Fikri Yavuz Onlar derler ki “- Evet, doğrusu bize, azab ile korkutan bir peygamber geldi de, biz, O’nu yalanladık ve Allah hiç bir şey indirmemiştir; siz muhakkak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik.” Ali Ünal “Evet,” diye cevap verirler, “bize bir uyarıcı gelmesine geldi, fakat biz onu yalanladık ve Allah, öyle iddia ettiğiniz gibi bir şey indirmiş değildir; belli ki siz. çok büyük bir sapkınlık içindesiniz.’ dedik.” Bayraktar Bayraklı Onlar şöyle cevap verecekler “Evet, doğrusu bize uyarıcı bir peygamber gelmişti; fakat biz onu yalanlamış ve Allah'ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa, bir sapıklık içindesiniz!' demiştik.” Bekir Sadak Onlar Evet; dogrusu bize bir uyarici geldi, fakat biz yalanladik ve Allah hicbir sey indirmemistir, siz buyuk bir sapiklik icindesiniz demistik» derler. Celal Yıldırım Onlar da Evet bize gerçekten uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah birşey indirmemiştir, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik» diye cevap verirler. Cemal Külünkoğlu Onlar “Evet, gerçekten bize bu azabı haber veren bir uyarıcı geldi. Fakat biz o uyarıcıyı yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz” dedik. Diyanet İşleri eski Onlar 'Evet; doğrusu bize bir uyarıcı geldi, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz demiştik' derler. Diyanet Vakfi Onlar şöyle cevap verirler Evet, doğrusu bize, bu azap ile korkutan bir peygamber gelmişti; fakat biz onu yalan saymış ve Allah'ın bir şey gönderdiği yok; siz olsa olsa büyük bir sapıklık içindesiniz! demiştik. Edip Yüksel Onlar da dediler ki, 'Evet, bize bir uyarıcı gelmişti, ama biz yalanladık ve, 'ALLAH hiçbir şey indirmemiştir. Siz tümüyle sapıtmışsınız,' dedik.' Elmalılı Hamdi Yazır Evet, doğrusu bize kocundurucu bir Peygamber bir nezîr geldi, fakat biz ona inanmadık ve Allah, hiçbir şey indirmedi, siz büyük bir dalâl içindesiniz diye tekzib ettik, derler. Elmalılı sadeleştirilmiş Onlar Evet, bize gocundurucu uyarıcı bir peygamber geldi; ama biz ona inanmadık ve Allah hiçbir şey indirmedi. Siz büyük sapıklık içindesiniz.» diye yalanladık.» derler. Elmalılı sadeleştirilmiş - 2 Derler Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz.» dedik. Gültekin Onan Onlar "Evet" derler. "Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve "Tanrı hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapmışlık içindesiniz, dedik." Harun Yıldırım Onlar “Evet gerçekten bize bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve Allah hiç bir şey indirmemiştir. Başka değil, siz sadece büyük bir sapıklık içindesiniz.’ dedik.” diye cevap verirler. Hasan Basri Çantay Onlar Evet, dediler derler, gerçek bize, bu azâb ile korkutan peygamber gelmişdir. Fakat biz onları yalan saydık ve Allah hiç birşey indirmemişdir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz dedik». Hayrat Neşriyat Onlar derler ki 'Evet! Gerçekten bize bir korkutucu geldi, fakat biz yalanladık veonlara 'Allah hiçbir şey indirmemiştir; siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz!’ dedik.' İbni Kesir Onlar Evet, doğrusu bize bir uyarıcı geldi, ama biz yalanladık ve Allah, hiç bir şey indirmemiştir. Siz, büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik, derler. İlyas Yorulmaz Onlarda “Evet. Bize uyarıcılar geldi ve biz onları yalanladık ve onlara, Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak çok büyük bir sapıklık içindesiniz” dedik. Kadri Çelik Onlar, “Evet” derler. “Bize gerçekten bir uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık ve, “Allah hiç bir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir sapıklık içindesiniz” dedik.” Muhammed Esed Onlar "Evet" diyecekler, "aslında bize bir uyarıcı gelmişti, ama biz o'nun söylediklerini yalanladık ve o'na 'Allah vahiy yoluyla hiçbir şey indirmiş değildir! Siz kendinizi uyarıcı olarak görenler büyük bir yanılgı içindesiniz! dedik". Mustafa İslamoğlu "Evet, doğrusu bize bir uyarıcı gelmişti; fakat biz onu yalanladık ve "Allah hiçbir şey indirmemiştir; siz elçiler büyük bir şaşkınlık içindesiniz" demiştik" itirafında bulunacaklar. Ömer Nasuhi Bilmen 8-9 Az kalır ki, cehennem öfkesinden dolayı parçalansın, her ne vakit, içine bir tâife atılınca onlara cehennem bekçileri sormuş olurlar ki Sizlere bir korkutucu Peygamber gelmedi mi?» Derler ki Evet.. Muhakkak ki bize bir korkutucu peygamber geldi, fakat biz tekzîp ettik ve dedik ki Allah bir şey indirmemiştir.» Siz başka değil, ancak büyük bir sapıklık içindesiniz.» Ömer Öngüt Onlar şöyle derler "Evet, bize bir uyarıcı geldi amma, biz onu yalanladık ve 'Allah hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz. ' dedik. " Şaban Piriş -Evet, bir uyarıcı gelmişti, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik derler. Sadık Türkmen Derler ki “Evet, tabi ki bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık. Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz!” dedik. Seyyid Kutub Onlar; Evet, doğrusu bize bir uyarıcı geldi, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz büyük bir sapıklık içindesiniz» dedik. Suat Yıldırım Onlar şöyle cevap verirler "Evet, bizi uyaran oldu, ama biz onu yalancı saydık ve Rahman hiçbir vahiy indirmedi, siz besbelli bir sapıklık içindesiniz." dedik. Süleyman Ateş Dediler "Evet, bize uyarıcı geldi ama biz yalanladık ve 'Allâh hiçbir şey indirmedi, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz' dedik." Tefhim-ul Kuran Onlar Evet» derler. Bize gerçekten bir uyarıcı, korkutucu geldi. Fakat biz yalanladık ve -Allah hiçbir şey indirmedi, siz yalnızca büyük bir şaşkınlık ve sapıklık içindesiniz, dedik.» Ümit Şimşek 'Evet,' derler. 'Bize uyarıcı geldi. Ama biz yalanladık. Ve dedik ki 'Allah'ın birşey indirdiği yok; siz büyük bir şaşkınlıktasınız.' ' Yaşar Nuri Öztürk Derler ki "Gelmedi olur mu? Bize uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık. Ve 'Allah bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz, başka değil!' şeklinde konuştuk."
vakıa suresi latince okunuşu ve türkçe meali