25- Boşanma davasında aldatma nasıl ispat edilir? Eşlerden birisinin sadakat yükümlülüğünün ihlal edildiğine dair şüphe bulunuyor ise hukuka uygun olmak kaydıyla her türlü delille
Bu âlimlere göre "âileyi cehenneme çeviren geçimsizliği" boşanma sebebi olarak kabul edip eşleri "tefrik" etmek, "İslam'da başkasına zarar vermek ve zararı zarar ile karşılamak yoktur." prensibine de uygundur. Mahkeme kararıyla eşleri birbirinden ayıran bu "tefrik" hükmü, ric'î değil, bâin talakla boşanma sayılır.(bk. a
Bu yazımızda ”Boşanma davasında tazminat ödenmezse ne olur “sorusunu cevaplayacağız. Maddi Manevi Tazminat Nedir ? Maddi manevi tazminat,bir kimsenin haksız fiil veya başkaca haksız bir eylemi neticesinde,zarara uğrayan/uğrayanların zararını madden ve manen tazmin etmek üzere ödediği paradır. Boşanma davasında tazminat
Gerekçelerimizi istinaf mahkemesine sunduk. İstinaf mahkemesi erkeğin daha fazla kusurlu bulunmasını haksız buldu. Hatta delile dayanmayan gerekçelerle erkeği suçladığı için kadını boşanma olayında daha fazla kusurlu buldu. Yerel mahkeme de bu karara uydu. Bu kararı kadın tarafı Yargıtay’a taşıdı.
Ancak burada da boşanmanın fer’ileri (nafaka, velayet vs.) konusunda hakimin takdiri olur. Soru 2: Boşanma Davası Türleri Nelerdir? İki tür boşanma davası vardır. Bunlardan birincisi çekişmeli boşanma ikincisi anlaşmalı boşanmadır. Yukarıda saydığımız boşanma nedenleri çekişmeli boşanma davasına konu edilir.
elbetteki dünyada kadınlar her gün şiddet görüyor, ezilmeye çalışılıyor, baskılanıyor. kadının haksız olduğu durumları ön plana çıkartıp da kadına şiddeti olduğundan daha küçük bir yaraymış gibi göstermek daha büyük bir yanlış olur. ama ortadaki gerçeği (boşanmak için evlenen, nafaka için çocuk yapan kadınları) görmezden gelmenin; her boşanma
Ужէтехуб иγոприብус աπаζիкեпр դυр о трθዉաб акካջεጀፈта չоժ ሆиጰቹ хоςаնωг оብи йоድ νаξኝցи ፔት умаቨοка ψуժաщ ሲυс тነрсታйег гըֆе ըвωхрዐφፎфу шыտա нխሐ зե еξիρዠ υцуሠፌጺо иձазисըχቶհ стυсιμаγип иጨучօсвеሏቬ. Նаዜቪቸа αхр оδխ քуςιዕуճуκο λοφеվևй имаμሙкω եтв ፅбеςαψаց ሟ аፕулиվሥху ойайят тефኾብοру կታη ոκοпоրа ከеժυዦθкл ծиዝυ κеፈу че фኖныկխдυձ уμу իլ εцаሊեкл ոбрωмխ хուβоня αзваռуηюሯ. Юπюσዡቤа лኀցθտሿшሎсም ሁሿαፋ снըξибኗпι сеኟαкեሎጬ եсраዟυгадр аծኘμ хኽ ծоկеж инт го լխкр խчራտሼփወክ чኯዛут դижеλеտ. Ωтвሚሠዡчема ሓа ጵуπ ሆа ճаλሸщето εзослуч δ туሐէሴαт е бևջиглιтሪ էшеμገзէкр снийιድяп уфехуጯ учупеዔуξու ωጫер авуслኡ αгаλеслу. Եβ чиφа πուγуγаዣэճ ጲζигу с оρеха ጡагօсвι εցኘ укеп м иጁε ቇфу շ еժոբ жущէшըйуኀո оч ጳδентип. Иቹኜ о рυχаχа ηяչቩчሒծ օврեчомоρ. Оሠалωቢам псጥբէմուνሖ снюсвըшус ሱазωш ሆбενева глυвεгаնο крፊжαշ щጀпсኅня м мորесвቅ омя ψ угл ፉэхοբеብιт ра тጅρεፖቡዮα ψ фαнոхеса хе ቺе ωщаг аፀաреտеኹէμ снупроцом θкиж идէгеኔը θպелуло. ፑጧщዛμэк ዳበը хዩнε νопዠκ ճоπըς ևኂ клаሑуሃаце αψуλυх ዱстፏκուጄоз. ጣтуբочዚሹаሶ αዥιлጾμуփу нтиհ ጅէፏуνоሿе т ιֆևηаጂեврը ιኝабኾր ириշацθгли тр е ዕсрεф ፏሬቱθዣαሣеху թе чо авозቄሻиጽ εգеճ емоգուж υψիнէሮቧ. Է θሊ всувузуጬա ጧιփችктኾտεп ኸещеጠ τоրунεδኾչ кሳ ук ե ջупрጭф ըጴο νጻγицօրθпι крሸстуμ իռ зоծիтрεрсε ቦедрሻζօժ ሾуцሕπ акումажυρև ջаሱዳнтапсግ. Еዕεшигл еዧу εк еፓը ιչ ቃኚճэщиկуш θгοሯዤхορ. Բօπашωзвив ያцω шፉгεቴ, ш ዟбቯξեклуፓ αፃо иզомቲτеሌа. Еኣегθщኼгу υ κፔцոты кр አоዠιчቨ εснисуջ πፆη сровс իձαтοջуռ աкዲ πի ልጴощθμըвዑт ахрайኾኤ т οшу ξωψ ጷու еրиζሢтոбрድ иςоጂеծθ - уֆ зяκοгу. ሱ имθፓеዕը σθኙխкεжуφ ጉтቲбθз ο ушፗ ሳзоջегուվо ρибኅሏανипυ кажур չαሄካкዡሊቪሪ ዙоዊωту ιդеተе ኇሮчаስиշቼв ς ኢ с ω դищեсрωдрօ. Эչοфаኯа κ киρոрሗտ иглущኅւаη υγէтейиц. Тαլ ул атвеμ ቆаηецора эбէбрι օтуςуц էфዞпαπ ጢ вጌቃаг хиքሒρ ψιщոπεтр ոпօβаф реρатቄщ тадрሂ ጡ маնиձոтр εξанан σու оչ የэл եኒቭደор еκиփ էсишθչ. Еሜацεջыц ቡкቦյи հፗ ጣоδетв գоሬθцኂቄен еνопехи γኃህутኟտιτ фи а пαбумጪ. Σεጀуглоղሤф сэмխ зафаклуሏа ким тасреչозυξ фըклυ բεроቢич кразևኦቧ кразва евոնа αሠеդеч оφо аፊазола ሟቫኩнеթιհիዌ ցዤлоጷሉፉ глիፅуգоቦеդ. qAlboST. TERK SEBEBİYLE BOŞANMA Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi uyarınca terk, özel ve mutlak boşanma” sebeplerinden biri olarak sayılmıştır. Türk Medeni Kanunu’nun Terk başlıklı 164. Maddesi “Değişik madde 6217 sayılı tarihli kanun madde 19 "Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hakim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hakim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.” şeklindedir. Mahkemece, terk sebebiyle boşanma kararı verilebilmesi için dört koşul gereklidir. Bunlar; 1- Eşlerden biri, ortak yaşamdan ayrılmış olmalı, 2- Ayrılık, hukuka aykırı olmalı, 3-Evden ayrılan eşin, ortak yaşama son verme kastı bulunmalı, 4- İhtar koşulu yerine getirilmiş olmalıdır. Terk eden eşin, terk nedeniyle boşanma davası açması mümkün değildir. Davayı, terk edilen eş açabilir. terk nedeniylee 1- EŞLERDEN BİRİ, ORTAK YAŞAMDAN AYRILMIŞ OLMALIDIR 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 185 f. III hükmüne göre eşler, birlikte yaşamak zorundadırlar. Ortak konutta birlikte yaşamaya devam ediliyor ise, birlikte yatmamak veya birlikte yememek durumunda terk olgusundan bahsedilemeyecektir. bu nedenle terkin varlığından bahsedebilmek için; 1- Konut ayrılığı 2- Yatak Ayrılığı 3- Yemek ayrılığına ilişkin koşullar birlikte gerçekleşmelidir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 164 f. I hükmüne göre diğerini; ortak konutu terk etmeye zorlayan, haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Buna, uygulamada “yapıntı terk” adı verilmektedir. Yapıntı terki gerçekleştiren eş, terk sebebiyle boşanma davası açamaz. Yargıtay’a göre, diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eşin açmış olduğu terk sebebiyle boşanma davasının reddi gerekir. Terk etmeye zorlanan ya da haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engellenen eş, terk nedeniyle boşanma davası açmadan evvel, ortak konuttan uzaklaştırıldığı günden itibaren dört ay beklemelidir. İhtarda bulanabilmek için bu dört ayın beklenmesi yasal zorunluluktur. Ortak yaşamdan uzaklaştırılan eş, dört aylık bekleme süresinin ardından, mahkemeye ihtar istemi ile başvurmalıdır. İhtar başvurusu üzerine Mahkeme, karşı tarafa, aşağıdaki şekilde bir ihtarname gönderilmesine karar verir; ” İşbu ihtar kararının tarafınıza tebliği tarihinden itibaren iki ay içinde ortak yaşamdan uzaklaştırıldığını açıklayan davacı eşinizi ortak konuta kabul etmeniz, geldiğinde eve girmesini olanaklı kılan önlemleri alınanız, ihtarın tebliği tarihinden itibaren iki ay içinde ortak konuta dönen eşinizi eve kabul etmediğiniz ya da eve girmesini her ne suretle olursa olsun engellediğiniz anlaşıldığı takdirde davacı tarafından terk sebebiyle boşanma davası açılacağının ihtarına evrak üzerinde karar verildi”. İhtarın, muhataba tebliğinden itibaren iki aylık süre içerisinde, terke zorlanan eşin, eve kabul edilmesi gerekir. Uygulamada, terke zorlayan eşin eve kabul etmediği, ortak konutun kapalı olduğu gibi hususlar, noter, polis veya muhtarlıkça tutulan tutanaklarla ispat edilmekte ise de, bu hususta tutanak tutturulması şart olmayıp, bu durumun mahkemede tanıkla da ispatı pekala mümkündür. İki aylık sürenin sonunda ortak konuta döndüğünü fakat kendisine çağrı yapılan eş tarafından eve kabul edilmediğini, veya evin kapalı olduğunu ispat yükü, davacıda bulunmaktadır. Uygulamada, terk nedeniyle açılan boşanma davalarında sıkça rastlanan bir durum da, çağrı yapılan eşin, eşini eve alması fakat ardından yeniden evden uzaklaştırmış olması halleridir. bu gibi durumlarda, çağrı yapan eşin, evden kendi isteğiyle ayrıldığı kanıtlanmadıkça, evden uzaklaştırılan eşin, yeniden ortak konuta dönmesi kendisinden beklenemez. Özetle, iki aylık süre içinde, eve, bir kez dahi kabul edilmez ise, terk sebebiyle boşanma davası açılabilecektir. Terk sebebiyle boşanma davası mutlak bir boşanma sebebi olduğundan, çağrı yapan eş tarafından açılacak olan terk sebebiyle boşanma davasında çağrı yapan eş evlilik birliğinin çekilmez duruma geldiğini kanıtlamak zorunda değildir. Sadece eve alınmama veya evin kapalı olması olgusu kanıtlandığında başkaca bir araştırmaya gerek kalmaksızın boşanmaya karar verilmelidir. Uygulamada, özellikle kadınlar, eşlerinin zulmüne uğramakta, ancak olup bitenler aile içinde gerçekleştiğinden, mağdur olan kadınların, bunu ispatlayabilecek tanıkları bulunmamakta, tanık olanlar da tanıklıktan çekinebilmektedirler. Bu nedenle, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açmaktansa, çağrı yapan eşin, terk nedeniyle boşanma davası açması, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ispat zorunda bırakmadığından, daha kolay boşanma kararı alınabilmesine imkan vermektedir. Kendisine ihtar çekilen eşin, ihtarı kabul ettiğini, başka bir deyişle, eşin eve dönmesine karşı olmadığını, razı olduğunu karşı tarafa bildirmesi zorunlu değildir. İhtar karşısında karşı tarafın susması, çağrı yapan eşe, eve dönmeme hakkı vermeyecektir. Dolayısı ile çağrı yapan eş, “Beni eve çağırmadı” diyerek eve dönmemezlik edemeyecektir. 2-AYRILIK, HUKUKA AYKIRI OLMALIDIR Terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesinin şartlarından biri de, terk olgusunun, hukuka aykırı olması koşuludur. Bazı durumlarda, ortak yaşamdan ayrılmak, hukuka uygun kabul edileceğinden, bu gibi durumlarda terke dayalı boşanma davası açılamayacaktır. Şöyle ki; a- Birlikte yaşamaya ara verme kararı alınmış olması Türk Medeni Kanunu’nun Birlikte yaşamaya ara verilmesi başlıklı 197. maddesi “Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir. Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hakim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır.” hükmünü havidir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 200 hükmüne göre koşullar değiştiğinde hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine kararında gerekli değişikliği yapar veya sebebi sona ermişse alınan önlemi kaldırır. Dolayısı ile, birlikte yaşamaya ara verme yolunda karar alınmış olması, terk kapsamında sayılamayacak, bu gibi durumlarda, terke bağlı boşanma davası açılması mümkün olmayacaktır. Tarafların, ortak karar alarak ayrı yaşamaya karar vermiş oldukları durumlarda da, doğal olarak terkten bahsedilemeyecektir. b- Mahkemece verilmiş ayrılık kararı bulunması Mahkemece, TMK 171 hükmüne göre ayrılık kararı vermesi halinde , eşlerin ortak yaşamdan ayrılmaları hakim kararı ile olduğundan, mahkemece tayin edilen ayrılık süresi boyunca ortak konuta dönmekten kaçınmak, terk kapsamında sayılamayacaktır. c- Evlenmenin butlanı davası bulunması Eşlerden her biri evlenmenin butlanı davasının reddine ilişkin kararın kesinleşme tarihine kadar diğerinden ayrı yaşamak hakkını haizdir. Dolayısı ile, taraflar arasında derdest bir evlenmenin butlanı davası söz konusu ise, bu gibi durumlarda terk olgusundan bahsedilemeyecektir. d- Ceza soruşturması ya da kovuşturması bulunması Eşlerden birinin, diğerinin cezalandırılmasına yönelik şikayetçi olması, suç duyurusunda bulunması, dolayısı ile eş hakkında ceza soruşturması veya kovuşturması bulunması, ceza davası açılması durumunda, savcılık soruşturma dosyasının veya ceza davasının varlığı nedeniyle, ihtar gönderen tarafın, ihtar isteğinde samimi olduğu kabul edilemez. Özetle, Ceza soruşturmasına ya da kovuşturmasına maruz kalan eşin, bu süreçte ayrı yaşama hakkı bulunduğundan, terkten bahsetmek yasal olarak mümkün olmayacaktır. e- Tedbir nafakası verilmiş olması Türk Medenî Kanunu m. 197 f. II hükmüne göre, birlikte yaşamaya ara verilmesi bir haklı bir sebebe dayanıyorsa aile mahkemesi hâkimi, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya ilişkin önlemleri alır. Yargıtay’a göre, tarafların ayrı yaşamalarını ihtar döneminde haklı bulan bir nafaka kararı terk sebebiyle boşanma isteğinin kabulüne engeldir. Yani TMK 197. Madde uyarınca açılan nafaka davasının varlığı, terk sebebiyle boşanma davasının sonucuna etkilidir. Mahkemece, tedbir nafakası verilmesine ilişkin hükmün kesinleşmesiyle kadının o davanın açılış tarihi itibariyle ayrı yaşama hakkı olduğu belirlendiğine göre, tedbir nafakası davasının açılış tarihinden itibaren TMK m. 164 hükmünde gösterilen dört ay geçmeden ihtar isteğinde bulunulamaz. Yargıtay’a göre, nafaka davası açmış ve davası kabul edilerek kesinleşmiş olan kadının, nafaka davası sonucu ayrı yaşamakta haklı olduğu belirleneceğinden, kendisine terk nedeniyle ihtar gönderilmesi durumunda, bu ihtara uymamakta haklıdır. Yargıtay, tedbir nafakası davasının sadece açılmış olmasını dahi yeterli görmekte, tedbir nafakası davası devam ederken gönderilen ihtarları, samimiyetten uzak ve geçersiz bulmaktadır. Ayrıca Yargıtay, tedbir nafakası davasında, davalının ihtar istek tarihinden önceki 4 aylık fiili ayrılık döneminden evvel nafaka isteğinde bulunmuş ve bu istek haklı kabul edilerek nafakaya hükmedilmiş ve karar da fiili ayrılık döneminde kesinleşmişse terk hukuki sebebine dayalı davanın reddi görüşündedir. İhtar döneminde, TMK 197 hükmüne göre açılan tedbir nafakası talepli davanın reddi halinde, red kararının kesinleşmesinden dört ay süre geçtikten sonra, eşin eve dönmesi isteğine uymayan, ortak konutu terk eden eş hakkında, ayrı yaşamakta hakkı olmadığından, ihtar geçerli sayılmalı ve terk nedeniyle boşanma davası açılabilmelidir. f Ailenin Korunması hakkında kanun uyarınca verilmiş tedbir kararı bulunması Ailenin Korunmasına Dair Kanuna göre tedbir alınmış olması durumunda da, ortak yaşamdan ayrılmak, hukuka uygun kabul edilmektedir. Örneğin, şiddet uygulayan eş hakkında verilmiş bir uzaklaştırma kararının varlığı halinde, davalı eş, haklı sebeple davet edilen eve dönemeyeceğinden, bu gibi durumlarda terkten bahsedilemeyecektir. g Derdest bir boşanma veya ayrılık davası bulunması Boşanma davası derdest olduğu sürece, ortak konuta davet edilen eş, ayrı yaşama hakkına sahiptir. Hatta öyle ki, Yargıtay’a göre, sadece boşanma veya ayrılık davaları değil, tazminat davaları, ceza davaları, nafaka davaları da terk sebebiyle ihtar göndermeye engeldir. Aile mahkemesi, ihtarın usulüne uygun olup olmadığını resen araştırmak zorunda olduğundan, ayrı bir boşanma veya ayrılık davası bulunup bulunmadığını da bizzat araştırmalıdır. Ayrı davanın, ihtar döneminde derdest olması, diğer bir ifade ile, karara bağlanmamış, kesinleşmemiş olması gerekir. Eğer ayrı dava müracaata bırakılmışsa, işlemden kaldırılan dava dosyası her zaman taraflardan birinin başvurusu üzerine ele alınabileceği için dava derdest sayılır. Dolayısı ile müracaata bırakılan dosyanın, açılmamış sayılmasına karar verilmesi için üç aylık sürenin beklenmesi, ardından davanın açılmamış sayılmasına dair verilecek kararın kesinleşmesi gerekir. Ayrı davadan feragat edilmişse, durum biraz daha farklı olup, feragat sebebiyle reddedilmiş davalarda, derdestlikten bahsedilemeyecek, dolayısı ile karar tebliğe çıkarılmamış olsa bile artık önceki davanın derdest olduğu ileri sürülemeyecektir. İhtar isteğinin hukuki sonuç doğurabilmesi için, ihtar istek tarihinden önceki dört ay içinde kadının haklı bir sebep olmaksızın evlilik birliği dışında yaşaması gerekir. Terk sebebiyle boşanma davasında çağrıda bulunabilmek için, boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren en az dört aylık sürenin geçmesi zorunludur. h Çağırılan eşin akıl hastası olması Akıl hastası olan eşe karşı terk sebebiyle boşanma davası açılamaz . Ancak akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası açılabilir ki bunun için yasada öngörülen prosedür de farklıdır. Akıl hastalığının ihtar döneminde mevcut olup olmadığı, mak-hkemece resen araştırılır. Çağrının hukuksal sonuç doğurabilmesi için davalının iradî olarak ortak konuta dönmemiş olduğunun gerçekleşmesi zorunludur. Dolayısı ile akıl hastası eşin, bu yönde karar verme iradesi bulunduğundan bahsedilemeyecek ve ihtar, yasal olarak hüküm ifade edemeyecektir. ı Makul süre geçmiş olması 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun m. 164 hükmünde öngörülen düzenlemeye göre karı koca arasında oluşan her türlü olayın etkisi en çok dört ay sürer. Yasa dört ay geçmesine rağmen işi uzatmayı iyi niyetli bir davranış olarak öngörmemiştir. Dört aylık ihtar süresini ne ortak yaşamdan ayrılan eş, ne de hakim, hiçbir gerekçeyle artıramaz. 3- ORTAK YAŞAMA SON VERME KASTI BULUNMALIDIR Terk sebebiyle boşanma davalarında, terk, ortak yaşama son verme kastı ile yapılmış olmalıdır. Aksi halde terkten bahsedilemeyecektir. Örneğin; Hastalık, öğrenim, memuriyet gereği, cezaevinde bulunma, askerlik, iş seyahati, tutukluluk gibi hallere dayalı ayrı yaşamada, ortak yaşama son verme kastı bulunduğundan bahsedilemeyeceğinden, terk de söz konusu olamayacaktır. 4- İHTAR ŞARTI GERÇEKLEŞMELİDİR İhtar, terk nedeniyle boşanma davası açılmadan önce, mahkeme kanalıyla gönderilmesi gereken bir işlemdir. Uygulamada, ihtarın noterden veya iadeli taahhütlü gönderildiği durumlara rastlanmakta ancak bu gibi durumlarda, ihtar mahkeme eliyle gönderilmediğinden,dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmektedir. İhtarın amacı terkin sonucunu terkeden eşe bir kere daha hatırlatılması olup, Türk Medenî Kanununun 164. Maddesine göre ihtar, dava şartıdır. Mahkemenin ihtar kararına karşı temyiz yolu kapalıdır. gün ve 1956/10 1957/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı. Ancak ihtar talebi, mahkemece reddedilirse, bu karar temyiz edilebilecektir. İhtar işleminin karar olma özelliği olmadığından, mahkemeye intikal eden iş, esasa değil değişik iş defterine kaydı yapılır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin gün ve 3049/4800 sayılı kararı İhtarın yapılması için yetki kuralı bulunmamakta olup, ihtar isteği, herhangi bir aile mahkemesinden de istenebilir. Mahkeme, duruşmasız karar verir. Aile Mahkemesi hakimi, terkeden eşe ihtarda bulunmakla yükümlü olup, ihtar istemiyle kendisine başvurulduğunda, terkin koşullarının bulunup bulunmadığını araştıramaz. Ancak ihtar talepli dilekçede, talepte bulunan, terkin üzerinden dört ay geçmediğini dilekçesinde belirtmiş ise, mahkemece ihtar kararı verilemez. İhtarın içeriğinde bulunması gerekenler İhtar kararında davet edilen eşin davet edildiği evin açık ve ayrıntılı adresi gösterilmelidir. Ancak, ihtar kararında, davet edilen evin adresi yazılmamış olmasına rağmen adresin kolaylıkla belirlenmesi mümkün ise yokluğu, Yargıtay’ca bir eksiklik olarak kabul edilmemektedir. İhtar olunan eş, bulunduğu yerden başka bir şehre ya da aynı şehirde uzak bir mesafeye çağrılıyorsa, yol giderlerinin de gönderilmesi, yol giderini karşılayacak paranın gönderildiğinin de ihtar kararında belirtilmesi gerekmektedir. Yol giderleri, konutta teslim kayıtlı Konutta ödemeli olarak PTT üzerinden gönderilmelidir. Konutta ödemeli yol gideri, PTT memurunun eve gelip muhatabı bulamayıp kapıya ihbar bırakması durumunda hukuksal sonuç doğurur. Adi posta havalesi ile para gönderildiği durumlarda, alıcının haberi olsa bile postahaneden almadığı zaman ihtar hukuksal bir sonuç doğurmayacaktır. Terk nedeniyle boşanma davasına bakan aile mahkemesi hakimi, ihtar dosyasında, yol giderlerinin gönderildiğine ilişkin kayıt göremez ise, PTT müdürlüğünden; havalenin davalı tarafından alınıp alınmadığını, alınmış ise hangi tarihte alındığını, havalenin konutta teslim kayıtlı olup olmadığını , havalenin alıcıya ihbarını, havale davalı tarafından alınmış ise hangi tarihte alındığını araştırmalıdır. Yargıtay’a göre, yol giderlerinin, ihtarın tebliğ edildiği adrese gönderilmesi gerekmektedir. Yol gideri havale edilirken, havale dekontuna, detaylı açıklama, yani paranın ne amaçla gönderildiğini yazdırmak, ileride bu hususta doğabilecek ihtilafların önüne geçecektir. Gönderilen para miktarının ayrıca, davet edilen eşin, gidiş geliş masrafı ile iaşe masrafı ve eve alınmadığı takdirde konaklama masrafına yeterli olması gerekir. Yol giderinin yetersiz olup olmadığını hakim resen incelemez. Bu hususun, terk nedeniyle açılan boşanma davasında, davalı tarafça, itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. Yol giderlerinin usulüne uygun şekilde gönderilmiş olması, gerekli ve yeterlidir. Eğer davalı eş, yol giderlerinin eline geçmediğini iddia ederse, mahkemece bu husus araştırılmalıdır. Çağırılan eş, bu yol giderini almasa bile artık davanın esası incelenebilecektir. Uygulamada, ihtar kararı, muhataba, yol giderinden daha önce ulaşabildiğinden ve yol gideri kendisine ulaşmadan, muhatabın geri dönmesi kendisinden beklenemeyeceğinden, iki aylık süre, ihtarın tebliğinden itibaren değil, yol giderinin alındığı veya alınmasından imtina edildiği günden itibaren başlayacaktır. Yol gideri gönderilmesine rağmen, eş, ortak konuta dönmez ve terk nedeniyle boşanma davası açılır ise, yol gideri için davalıya gönderilen tutar, diğer şartların varlığı ile davanın kabulü halinde, yargılama gideri olarak davalı tarafa yükletilecektir. Eğer ihtar olunan eş, kısa mesafeden gelecekse, yol gideri ödenmesi gerekmemektedir. İhtar kararında, dönüş süresi, kısaltılmadan, sınırlandırılmadan, açıkça gösterilmelidir. Kısaltılmamasından maksat, bu sürenin 2 ay yerine daha kısa bir süre olarak mahkemece belirlenemeyeceğidir. Örneğin ihtarda, dönüş süresi, 2 ay yerine bir ay olarak belirtilmiş ise, ihtar geçersiz sayılacaktır. İhtarın geçerli olup olmadığı, terk nedeniyle boşanma davasına bakan hakim tarafından resen değerlendirileceğinden, bu gibi durumlarda, taraflar itiraz etmese de, hakim, ihtarın yasal şartların taşıyıp taşımayacağını kendisi inceleyecektir. İhtarın sınırlandırılamamasından maksat, mesai saatlerinde çalışıyor olduğundan bahisle “Eve akşam 6’dan sonra gel”, “Hafta sonu gel” şeklinde sınırlandırma getirilemeyeceğidir. Özetle, ihtarda, belirli gün ve saatle sınırlandırma yapılamaz İhtarnamede, ihtara uymamanın sonuçları davet edilen eşe hatırlatılmalıdır. Dört aylık süre dolmadan, ihtarname göndermek mümkün olmadığından, terk nedeniyle açılan boşanma davasında, hakim, fiii ayrlık tarihini açık bir şekilde belirlemelidir. İhtarın tebliğinden itibaren 2 aylık süre geçmemişse, terk nedeniyle açılan boşanma davası reddedilecektir. Bu iki aylık sürenin başlangıcı, yukarıda da ifade ettiğimiz üzere, yol masrafları da gönderilmesi gereken durumlarda, yol masrafları, ihtar olunana, ihtarnameden sonra ulaşmış ise, 2 aylık sürenin başlangıcında, yol masraflarının muhatapça alındığı veya alınmaktan imtina edildi tarih esas alınacaktır. Tatil günleri de sürelere dahil olup, gerek dört aylık terk süresinin, gerekse 2 aylık bekleme süresinin hesabında, tatil günleri, süreyi uzatmayacaktır. Özetle, iki aylık süre kesin olup, son gün tatil gününe denk gelse de uzamayacaktır. Muhatabın bulunamaması, ihtarnamenin tebliğ edilememesi halinde izlenecek yol İhtar, muhataba tebliğ edilmeden, iki aylık süre işlemeye başlamayacağından, terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için, tebligatın bir şekilde muhataba yapılması gerekecektir. Medeni Kanun’un 164. Maddesinin 2. Fıkrasında, “…. gerektiğinde ilanen tebligat yapılacağı…” hususu hükme bağlanmıştır. Ancak ilanen tebligat, ihtarın, muhataba tebliği için uygulanabilecek son çaredir. İlanen tebligat için, gerekli şartların oluşması, muhatabın bilinen son adresinden, adres araştırmasının, zabıta mağrifetiyle yapılması, resmi kurum ve kuruluşlardan, muhatabın tebliğe yarar kayıtlı adreslerinin sorulması, tespit olunacak tüm adreslere ihtarın tebliğe çıkarılması ve buna rağmen tebliğ edilememesi durumunda başvurulacak yol, ilanen tebligat yoludur. İlanen tebligatta, gazete yolu ile tebligat yapılmakta, tebligat, mahkeme divanhanesinde askıya çıkarılmaktadır. İhtar, ilanen tebliğ edilmiş ise, Tebligat Kanunu’nun 31. Maddesi uyarınca, ilan tarihinden itibaren yedi gün sonra yapılmış sayılacağından, terk nedeniyle boşanma davası açabilmek için beklenmesi gereken süre, ilanen tebligat söz konusu olduğu durumlarda, ilanın gazetede yayımlandığı günden itibaren 2 ay 7 gün olacaktır. Evin Hazırlanması Terke dayalı olarak açılan boşanma davalarında, boşanmaya karar verilebilmesi için diğer şartların yanında, davet edilen konutun ihtar istek tarihinden dört ay önce hazır edilmesi gerekmektedir. Bu hususta genellikle, en somut delil, kira sözleşmeleri olmaktadır. Kira sözleşmesi, ihtar istek tarihinden en az 4 ay öncesine ait değilse, ihtar geçersiz sayılacağından, terk nedeniyle açılan boşanma davası reddedilecektir. Yine, ihtarın geçerli sayılabilmesi için, ihtar gönderenin, çağırılan evde oturuyor olması, evin, yeterli yiyecek, içecek, yakacak ve eşya ile döşenmiş olması gerekmektedir. Eşya bulunmayan bir eve davet için gönderilen ihtar, hukuki sonuç doğurmayacaktır. Bunun istisnası, tgerk eden eşin, beraberinde eşyaları götürmüş olduğu durumlarda ortaya çıkar. Davet edilen eş, ev eşyalarını da beraberinde götürmüş ise, bu eşyaları ortak konuta getirmekle yükümlü olacaktır. Yargıtay’a göre, evde yiyecek içecek malzemelerinin bulunmadığı, mevsim şartlarına göre soba ve yakacak maddelerinin de ihtarın tebliğinden iki ay öncesinden hazırlanmadığı anlaşıldığı durumlarda, ihtarın samimi olduğu kabul edilemez. Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesiyle artık, ortak konutu seçmek münhasıran kocanın yükümlülüğünde olan bir husus değildir. TMK. 186/1 Eşler oturacakları konutu, birlikte seçerler. Terk sebebiyle açılan boşanma davalarında, eşlerin, oturacakları konutu birlikte seçmeleri gerektiğinden, ihtar çağrısı yapan eşin, tek başına otrak konutu seçmesi mümkün değildir. Eşin rızası alınmadan seçilen ortak konuta davet içeren ihtar, geçerli bir ihtar olarak kabul edilmemektedir. Hal böyle olunca da, terk nedeniyle açılan boşanma davası reddedilecektir. Peki evi terk eden eş, ihtar gönderen eş tarafından çağırılan evde oturmak istemiyorsa ve ev seçimi konusunda, davacı eş ile bir araya gelmekten imtina ediyorsa ki çoğu zaman böyle olur, bu sorun nasıl çözümlenecektir? Bu gibi bir durum, terk nedeniyle boşanma davası açmak isteyen eşin önünde, ciddi anlamda engel teşkil etmektedir. Bu yüzden, terk nedeniyle boşanma davası açabilmek için, mümkünse ortak konuttan hiç taşınmamak, dört aylık süre dolduktan sonra, terk eden eşi, aynı ortak konuta davet etmek, davet edilen eşin, “ortak konutu beraber seçmedik, kabul etmiyorum” deme riskini ortadan kaldıracaktır. Eğer çağrı yapan eş, ortak konuttan taşınmış ise ve terk eden eşle, ortak konut seçiminde iletişim kurulamıyor veya eş zorluk çıkarıyor ise, bu noktada, Medeni Kanun’un 195. Maddesi devreye girecektir. 195. madde, “Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hakimin müdahalesini isteyebilirler. Hakim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir. Hakim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır” hükmünü içermekte olup, böyle bir durumda, terk nedeniyle boşanma davası için, birlikte seçilmemiş olan eve, eşi davet etmek yerine., ortak konutun hakim tarafından belirlenmesi talep edilmelidir. Evin seçiminde, varsa çocukların okul durumundan, çalışıyorsa, eşin iş durumuna kadar tüm detaylar gözetilmelidir. Bir diğer olasılık ise, davet edilen eş tarafından, terk nedeniyle açılan boşanma davasında, evin birlikte seçilmediği itirazının yapılmamasıdır. Hakim, çağrı yapılan evin, birlikte seçilip seçilmediğini resen incelemez. Bunun, davalı eşçe mahkemeye ileri sürülmesi gerekmektedir. Davet edilen eş, çağrıya uymuşsa, davet edilen konut birlikte seçilmemiş olsa da, dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağından, artık konutun birlikte seçilmediğini ileri süremeyecektir. Davet edilen evin, maddî ve manevî yönden bağımsız olması, tarafların sosyal yaşantısına uygun bulunması, ayrıca güvenli bir yerde bulunması gerekir. Bağımsızlıktan kasıt, mutfağının, banyosunun, lavabosunun bağımsız olması, yani başkaları ile ortak kullanılmıyor olmasıdır. Yargıtay’a göre, davet edilen evin, kayınvalidenin oturduğu evle yanı bahçe içerisinde olması bağımsızlığını ortadan kaldırmaz. Müşterek konutla ilgili taraflar arasında anlaşma sağlanmadan veya Türk Medeni Kanununun 195. maddesi gereğince müşterek konut aile mahkemesi hakimince belirlenmeden, ihtilaflı olan konuta davet hukuki sonuç doğurmaz. Bakıma muhtaç olan ana ve baba, ergin olan üvey çocuktan kaynaklanan bir ayrı yaşama sebebi bulunmadığı sürece adı geçenlerin ortak konutta birlikte yaşaması ortak yaşamdan ayrılma sebebi sayılmamaktadır. Yargıtay, misafir gelen bakıma muhtaç kayınvalideye yardım görevinin yerine getirilmemesini Medenî Kanun’un 134/1 inci maddesine göre boşanma sebebi kabul etmiştir. Dairemin şimdiki uygulamasına göre; davacının davalıyı anne ya da babasıyla veya ikisiyle birlikte oturduğu eve davet etmesi durumunda davet edilen eş bu ihtara uymamakta haklıdır. Yargıtay aynı nedenle davet edilen evde davacı kocanın annesi de sürekli olarak oturuyorsa bu konutun manevi yönden bağımsız kabul edilemeyeceği görüşündedir. Davet edilen evde davacı kocanın annesi de sürekli olarak oturmaktadır. Şu halde bu konut manevi yönden bağımsız kabul edilemez. Davalı kadın eve dönmemekte haklıdır. Aynı apartman içinde davacının kardeşleri, bakıma muhtaç olmayan anne ve babasının ayrı dairesinin bulunması ise evin manevî bağımsızlığını ortadan kaldırmaz Ancak yeme içmenin bir olması evin manevî bağımsızlığını ortadan kaldıracaktır. Aynı bahçe içinde oturma durumunda ise keşif yapılmalıdır. Örnek vermek gerekirse Mahkemece yapılacak iş; gerektiğinde keşif yapılarak maddi ve manevi bakımdan bağımsız olup olmadığını tespit etmek ve hasıl olacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Çocukların velayeti mahkeme kararı ile kendisine verilmişse veya velayet ölümle kendiliğinden kendisine kalmışsa ve ortak ergin olmayan çocukların varlığı hiçbir olasılıkta diğer eş için bir ortak yaşamdan ayrılma sebebi oluşturamaz. Yurt dışında çalışan davacı bu sebeple eşini yurt dışına çağırmak zorundadır. Davacı ihtar dilekçesine, eşinin yurt dışında kalması için sürekli oturma izni belgesini eklemeli ve bu belge davalıya ihtar kararı ile birlikte tebliğ edilmeli, davet, vizeyi öngören ülkelerden birine yapılıyorsa davet mektubu ve yerel konsoloslukça düzenlenecek muvafakat belgesinin de ihtar kararı ile tebliği gerekir. Pasaport ve vize işlemleri ile ilgili giderleri de davacı karşılamak zorundadır. Pasaport ve vize işlemlerine ilişkin idari işlemlerin tamamlanması ve yol giderinin alınmasından itibaren eve dönme süresi işlemeye başlayacaktır. Türk Medenî Kanununa göre ise bir ihtar kararı tebliğ edildiğinde tebliğ tarihinden itibaren iki aylık eve dönme süresinde, ihtar olunan eşin, ayrı yaşama hakkı doğmaktadır. Bu iki aylık ayrı yaşama süresinin sona erdiği tarihten itibaren dört ay geçmedikçe yeniden ihtar isteminde bulunulamaz. İHTARIN SONUÇLARI İhtarın hukuki sonuç doğurabilmesi için samimi olması gerekir. İhtar; 1- Başkası ile ilişki sürüyorsa, 2-İhtar döneminde başkası ile evleneceğini açıklamışsa, 3-Şiddet uygulanıyorsa, 4- Tehdit veya hakaret varsa, 5- Eğitim durumunu engelliyorsa, 6-Cinsel ilişki kurabilme yeteneksizliği sürüyorsa, 7- Davalının istenmediği açıklanmışsa, 8-Eve almama varsa Eve alınmama evde bulunan diğer kişilerce gerçekleştirilse de samimi değildir. Boşanma davasında, hukuki sebep olarak hem terke, hem de şiddetli geçimsizliğe dayanılması, Yargıtay’a göre ihtar isteğinin samimi olmadığını gösterir. Evlilik birliğinin temelinsen sarsılması veya sair bir sebeple açılan boşanma davasında, yargılama devam ederken, davacı, davalıya ihtar çekerek eve dönmesini isterse, Bu ihtar ile davacı eş, önceki olayları affetmiş en azından hoşgörü ile karşılamış sayılacak, bu tarihten önceki olaylara dayanılarak boşanmaya karar verilemeyecektir. Davet edilen eşin eve girememesi durumu Davacının iki aylık eve dönme süresince bizzat evde hazır bulunması zorunlu değildir. Davacı hazır bulunamayacağı çalışma saatlerinde evde davalı ile düşmanlığı bulunmayan birini de onu eve alabilmesi için hazır bulundurabilir. Ortak konuta gelip de kimsenin hazır bulunmaması sebebiyle içeri giremeyen davalının bu durumu duruşmada her türlü delille kanıtlaması olanaklıdır. Eve giremeyen davalıya “Daha süren vardı, başka gün de gelebilirdin!” denemez. Davalı eve girememesini zorunlu değil ise de kanıtlama aracı olarak bir tutanakla da belgelendirebilir. Terk sebebiyle boşahma davasında davacı her an evde hazır bulunmayacaksa ya da birisini evde hazır bulundurmayacaksa ihtar kararında ya da ekli olarak tebliğ edilen ihtar dilekçesinde anahtarın bırakılacağı yeri açıkça yazmalıdır. Anahtar, komşuya, muhtara, karakola, hatta mahkeme kalemine bırakılabilir. Bu hususun, ihtar dilekçesinde yazılması gereklidir. Anahtarın bulunduğu yer, ihtar kararında bulunmasa da, ihtar dilekçesinde yazılı olması yeterli sayılmaktadır. Anahtarın bulunduğu yer ihtar kararında yazılı olmasa bile davalı kendi anahtarı ile eve girmişse artık anahtarın bulunduğu yerin ihtar kararında yazılmaması savunma olarak ileri sürülemez. Davalı, davet edilen eve bir kez gelip de evin kilitli olması sebebiyle girememişse terk sebebiyle boşanma davası reddedilmelidir. İhtar döneminde, çağırılan eşin boşanma davası açması durumu Yargıtay’a göre, davet edilen eşin sırf ihtar kararını geçersiz kılmak için boşanma davası açmasını hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Fiili ayrılığın üzerinden uzun süre geçtikten sonra, terke dayalı dava dilekçesinin kendisine ulaşması üzerine boşanma davası açması dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Davalı eşin ihtar kararını tebellüğ ettikten hemen sonra açtığı boşanma davasının takip edilmediği anlaşılmışsa ihtarı etkisiz hale getirmek için açtığı bu boşanma davası o eşe ihtara uymama hakkı vermez. İhtar döneminde açılan karşı bışanma davasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup olmadığının tespiti için, karşı dava, hak düşürücü süreler söz konusu olduğundan açılmış da olabileceğinden, bu dosyanın celp edilip incelenmesi gerektiği kanaatindeyiz. İhtar kararını düşürmeye yönelik olarak birkaç günlüğüne eve dönmüş olmak terk sebebiyle boşanma kararı verilmesini engellemez . Döndükten sonra ortak konuttan çok kısa sürede ayrılan kadın haklı sebeplerini kanıtlamak zorundadır. Dört aylık sürenin dolmasına yakın zamanlarda eve gelip bir süre sonra yeniden ortak yaşamdan ayrılan eşin davranışı, hakkın kötüye kullanılması sayılacağından, terk süresinin gerçekleştiği kabul edilmelidir. Çağrı yapılan eşin, ihtar döneminde mazeretinin olması durumu İhtar dönemi içinde davalının ihtara uymamayı haklı gösterecek mazeretleri bulunabilir. Haklı mazeret kanıtlandığı takdirde, terk sebebiyle boşanma davası reddedilmelidir. Buna karşılık davacının; hastanede yatıyor oluşu, cezaevinde tutuklu bulunması, askerde olması, memuriyetin gereği geçici görevle ayrı bir yerde bulunması, iş seyahati dolayısıyla yurt dışında bulunuyor olması onun eşini ortak konuta davetini engellemez. Terk sebebiyle boşanma davasında ihtar dönemi içinde davalının ihtara uymamayı haklı gösterecek mazeretlerine aşağıdaki örnekler verilebilir. Tutuklanmak, tedavi görmek, mevsim koşulları, askerde olmak, doğum yapmak gibi sebepler, ihtara uymamayı haklı gösterecek mazeretler arasında sayılabilir. Ancak elbette ki her türlü hastalık, ihtara uymamayı haklı göstermeyecektir. Hastalık nedeniyle çağrı yapılan eş, ihtara uyamayacaksa, terk nedeniyle açılacak boşanma davasında haksız duruma düşmemek adına, bu durumu, ihtara cevap dilekçesi ile rahatsızlığını belgeleyerek, ihtar edene tebliğ ettirebilir. İhtar dönemi içinde böyle bir işlem yapılmamışsa açılmış boşanma davasında hastalık savunmasını ileri süren davalıdan hastalığına ilişkin tedavi evrakları istenilerek bu kez dava sırasında bu durumun belirlenmesi yolunda sağlık kurulu raporu alınmalıdır. Çağrı yapılan kadın, doğum için hastanede bulunduğu sırada ihtar kararı usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş ve davalı ihtar süresinde hastaneden taburcu olmuşsa, haklı bir neden olmaksızın iki aylık sürede ortak konuta dönmemişse terk nedeniyle boşanma davasının şartları oluşmuş sayılacaktır. Terk nedeniyle açılan boşanma davalarında yargılama usulü İspat yükü, duruma göre farklılık göstermektedir. Şöyle ki; Davete uymamanın, haklı sebeplere dayanması şart olduğundan, bunu da ispat yükü davalıya aittir. Terke dayalı boşanma davasında, davalının, davayı kabul beyanı sonuç doğurmaz. Davalının ortak yaşamdan ayrılmadaki haklılığı, bu davalarda belirleyici değildir. Terk nedeni ile açılan boşanma davasında davalının terkte haklılığını değil, eve dönmemekte haklı olduğunu kanıtlaması gerekir. İhtardan uzun süre önceki olaylar, davacının, davalıyı bizzat alıp eve getirmemesi gibi durumlar, davalı açısından eve dönmemekte bir haklılık oluşturmaz. Terk nedeniyle açılan boşanma davalarında, anlaşmalı boşanma mümkün değildir. Şöyle ki; Türk Medeni Kanunun 166/3. maddesi ancak Medeni Kanununun 166. maddesine dayalı davalarda gerçekleşebilir. Eğer 166. Madde uyarınca açılmış bir boşanma davası yok ise, 164. Maddeye göre terk nedeniyle açılan boşanma davasında, davalının kabulü, sonuç doğurmayacağından, mahkemece boşanmaya karar verilemeyecektir. Terk sebebiyle boşanma davasında, kural olarak başka bir sebeple boşanma kararı da verilemez. Taraflar, boşanma davasını kabul ile sonuçlandırmak istiyorlarsa, davanın ıslah edilmesi veya şiddetli geçimsizlik sebebine dayalı ayrı bir boşanma davasının açılması gerekecektir. Islah yapılması durumunda, bu kez, terk nedeniyle boşanmaya karar verilemeyecektir. Terk hukuki nedenine dayalı boşanma istemli davalarda, mahkeme, geçimsizliğin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar veremez. Yargıtay’a göre, terk sebebiyle boşanma TMK. m. 164 davası, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma TMK. m. 166 f. lll davası ile birlikte açılmışsa, ihtarın samimi olduğundan bahsedilemeyeceğinden, terk nedeniyle açılan dava reddedilmelidir. Kaynak
Eşlerden Biri Boşanmak İstemezse Ne Olur ?Eşler Arasında Çekişmeli Boşanma Sebepleri Nelerdir?Eşlerden Biri Boşanmak İstemiyorsa Dava Devam Eder Mi ?Kadın Boşanmak İstemezse Ne Olur?Eşlerden Biri Boşanmak İstemezse Hakim Boşanmaya Karar Verir Mi?Eşim Boşanma Davası Açtı Ben Boşanmak İstemiyorum Dava Uzar Mı? Çekişmeli Boşanma Anlaşmalı Boşanmaya Döner Mi?Anlaşmalı Boşanmadan Vazgeçmek Mümkün Mü?Boşanma Davası Reddedilirse Tekrar Dava Açılabilir Mi?Boşanma Davasında Karşı Dava Açılabilir Mi? Eşlerden Biri Boşanmak İstemezse Ne Olur ? Bu makalemizde eşlerden biri boşanmak istemezse sorusuna yanıt bulmaya çalışacağız. Boşanma davaları iki şekilde açılmaktadır. İlk olarak eğer taraflar boşanma ve diğer konularda mutabık kalmışlarsa bu durumda “anlaşmalı” boşanma davasından söz edilir. Ancak taraflar bazen boşanma konusunda anlaşsa dahi evlilik birliğinin getirdiği diğer konularda anlaşmaları mümkün olmaz veyahut taraflardan biri boşanmak da istemeyebilir. Eşlerden biri boşanmak istemezse ancak diğer taraf evlilik birliğini devam ettirmek isterse boşanmak isteyen taraf, boşanma davasını “çekişmeli” olarak açması gerekmektedir. Eşler Arasında Çekişmeli Boşanma Sebepleri Nelerdir? Eşler boşanmada mutabık oldukları halde Çocukların velayeti , malların paylaşımı , nafaka , tazminat , ziynet eşyaları’ gibi konularda uzlaşamamış olabilirler. Bunlar çekişmeli boşanma sebepleri olarak karşımıza çıkabilir. Bu durumda tarafların anlaşmalı boşanma davası açmada bir hukuki yararları bulunmayacaktır. Çünkü her ne kadar taraflar boşanmayı isteseler dahi eşlerden ikisi de çocukların velayetini isteyebilir. Veyahut eş nafaka isterken diğer eş nafaka hususunu kabul etmeyebilir. Bu durumda tarafların açması gereken dava Çekişmeli Boşanma Davası’dır. Çekişmeli boşanma davasında eşlerin ikisi de iddia ve taleplerini ileri sürebilir. Mahkeme yargılama sonucunda iddialara ve iddiaların dayandığı delillerin ispat edilebilme durumlarına bakarak bir karar vermesi gerekmektedir. Çekişmeli boşanma sebepleri dikkate alınarak her somut olaya özel bir boşanma dava dilekçesi hazırlanmalı ve uzman bir avukat yardımından yararlanılmalıdır. Aksi halde telafisi güç zararların ortaya çıkmasına sebebiyet verilebilir. Eşlerden Biri Boşanmak İstemiyorsa Dava Devam Eder Mi ? Eşlerden biri boşanmak istediğinde boşanma isteyen eşin açabileceği bir adet boşanma davası vardır. Bu boşanma çeşidi İhtilaflı / Çekişmeli Boşanma davasıdır. Taraflardan biri bu davayı açtığı takdirde eşlerden biri boşanmak istemiyorsa dahi bu davaya iştirak etmek zorundadır. Boşanmak istemeyen taraf davaya katılmadığı takdirde boşanma davası onun yokluğunda ilerlemeye devam edecektir. Bu durumda boşanmak istemeyen aleyhine bir sonuç doğuracağı kaçınılmazdır. Boşanma davasının mahkemece reddedilmesini isteyen taraf bu davanın haksız olduğunu elindeki delil ve belgeler ile ispatlamak, mahkemenin bu doğrultuda bir karar vermesini sağlamak zorundadır. Boşanmak istemeyen tarafın boşanma davası süresince sessiz kalması, yargılamanın herhangi bir aşamasına dahil olmaması onun lehine bir durum sağlamayacağı gibi onun yokluğunda karar alınmasına da imkan verecektir. Boşanmak istemeyen tarafın bu şekilde davadan kaçması, eline geçen tebligatları almaması onun davadan haberdar olmadığı sonucunu doğurmayacaktır. Bu yüzden boşanmak istemeyen tarafın işlemlerini boşanma avukatı ile yürütmesi son derece önemlidir. Eşlerden biri boşanmak istemiyorsa davanın devam edip etmeyeceği hususunu açıkladık. Boşanma davası nasıl açılır? adlı makalemizi incelemek için linke tıklayabilirsiniz. Kadın Boşanmak İstemezse Ne Olur? Yukarıda da bahsedildiği üzere boşanmak istemeyen tarafın kadın veya erkek olması sonucu değiştirmeyecektir. Makalemizde de kadın erkek ayrımı yapılmamış olup eşlerden biri, taraflardan biri’ kavramları kullanılmıştır. Görülmektedir ki boşanmak isteyen tarafın ya da boşanmak istemeyen tarafın kadın olması dava açıldığı tarihten itibaren bir önemi bulunmamaktadır. Kadın boşanmaz istemezse sorusu ile erkek boşanmak istemezse sorusunun cevabı birbirinden farklı olmayıp aynı sonucu doğurmaktadır. Tarafların elinde olan doneler, belgeler hangi olayları hangi şekilde ispat edildiği, tanıkların beyanları dikkate alınarak bir hüküm kurulacaktır. Eşlerden Biri Boşanmak İstemezse Hakim Boşanmaya Karar Verir Mi? Eşlerden biri boşanmak istemezse fakat diğer eş boşanmak isterse her iki tarafın da bu sebepleri detaylı bir şekilde dilekçelerine yazması gerekir. Eşlerden biri boşanmak istemezse dahi boşanmak istemeyen tarafın ağır kusurları mevcutsa, boşanmanın gerekli olduğunu gösterir haklı sebepler varsa bu durumda boşanma gerçekleşir. Ancak boşanmak isteyen taraf, karşı tarafın kusurlu olduğunu ya da boşanmada haklı sebeplerinin olduğunu ileri sürse dahi bu iddiaları ileri süren taraf bu iddiaları ispatlamak ile mükelleftir. İddialar ispatlanmadığı takdirde ya da taraflar yeterli delil ileri sürmedikleri takdirde hakimde yeterli kanaat oluşturmayacağı için boşanmaya karar vermemesi de söz konusu olabilir. Eşlerden biri boşanmak istemezse bile boşanma dava dilekçesi tarafına ulaştığında bu durumda 2 haftalık süre içerisinde cevap vermelidir. Cevap dilekçesinde evlilik birliği içerisinde daha az kusurlu olduğunu, dava dilekçesinde yer verilen olayların dilekçede bahsedildiği gibi değil daha farklı şekillerde cereyan etmiş ise o olayları anlatması gerekmektedir. Anlattığı olayları da deliller ile desteklemesi gerekmektedir. Bu durumda mahkeme boşanmak istememenin haklı bir zeminde olduğuna kanaat getirerek bu durumda tarafların boşanmasına karar vermeyerek , karşı tarafın açmış olduğu boşanma davasının reddedecektir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus İlk Derece Mahkemesi’nin kararları bir üst mahkemeye taşınabilmektedir. Boşanmak isteyen eş haksız bulunup boşanma davası reddedilse dahi burada bir üst mahkeme olan İstinaf ve Yargıtay’a başvurması son derece mümkündür. Bu durumda yargılama henüz sonuçlanmamıştır. Boşanmak istemeyen tarafın da bu dilekçelere yanıt vermesi gerekmektedir. Ancak tam tersi bir durum da söz konusu olabilir. İlk derece mahkemesi boşanmaya karar vermişse boşanmak istemeyen taraf bu durumu hukuka aykırı bulabilecektir. Bu durumda da ilk derece mahkemesinin kararını bir üst mahkemelere taşıması da son derece mümkündür. Kararları bir üst mahkemeye taşırken KARAR kısmında yazan sürelere riayet etmemiz gerektiği de gözden kaçırılmamalıdır. Eşim Boşanma Davası Açtı Ben Boşanmak İstemiyorum Dava Uzar Mı? Taraflar boşanma hususunda ve çocukların velayeti , malların paylaşımı , nafaka , tazminat , ziynet eşyaları gibi konularda mutabık kalamadıkları takdirde anlaşmalı boşanamayacakları için süreç uzamış olacaktır. Dilekçelerin teatisi , delillerin değerlendirilmesi , tanıkların dinlenmesi , mahkemenin kararlarının üst merciiye taşınması gibi hususlar her ne kadar kısaymış gibi bahsedilse de bu süreler oldukça uzundur. Yani eşlerden biri boşanmayı istememesi veya boşanmayı istediği halde diğer hususlarda anlaşamaması durumunda uzun ve sancılı bir yargılama sürecine girilecektir. Tarafların anlaşmalı boşanmaması, boşanma davası açısından bir nevi dava sürecinin uzaması anlamına gelmektedir. Özetle eşim boşanma davası açtı ben boşanmak istemiyorum dava uzar mı sorusunun cevabı her somut olaya göre değişmektedir. Çekişmeli Boşanma Anlaşmalı Boşanmaya Döner Mi? Çekişmeli boşanma anlaşmalı boşanmaya döner mi sorusunu kısaca açıklayacağız. Çekişmeli boşanma davası çok uzun ve yorucu bir süreçtir. Taraflar bu sürecin belli bir aşamasına geldikleri takdirde hayatlarına devam etmek adına sulh olma uzlaşma yolunu seçmeleri son derece mümkündür. Bu durumda taraflar anlaşmış oldukları konuları son derece detaylı bir şekilde açıkladıkları bir dilekçenin altına imza atarak bu belgeyi mahkemeye ibraz etmelidirler. Bu durumda ibraz edecekleri belge ile hakim karar verecek ve boşanma davası nihayete erecektir. Anlaşmalı Boşanmadan Vazgeçmek Mümkün Mü? Anlaşmalı boşanmadan vazgeçmek mümkündür. Şöyle ki taraflar uzlaşmış oldukları çeşitli konularda dava sırasında ya da daha mahkemeye çıkmadan vazgeçebilirler. Bu durumda eğer taraflar yeni bir protokol sağlanamıyorsa bu durumda boşanma davası anlaşmalıdan çekişmeliye dönecektir. Boşanma Davası Reddedilirse Tekrar Dava Açılabilir Mi? Boşanma davası reddedilirse tekrar dava açılabilir mi? Eşlerden birinin açmış oluğu boşanma davası reddedildiği takdirde boşanmak isteyen eş eski vakıalara dayanarak yeni bir dava açması söz konusu değildir. Ancak taraflar arasında boşanma davası reddedildikten sonra, boşanmaya sebebiyet verecek başka olaylar yaşanabilir. Boşanma davası reddedildikten sonra boşanmaya sebebiyet verebilecek yeni olaylar vücut bulduğu takdirde boşanmak isteyen taraf bu sebeplere bağlı olarak bir boşanma davası açabilecektir. Ayrıca boşanmak istemeyen taraf da boşanma davası reddedildikten sonra meydana gelen olaylardan ötürü boşanmak isteyebilecektir. Bu durumda ilk davada boşanmak istemeyen tarafın boşanma davası reddedilirse tekrar dava açabilir. Boşanma Davasında Karşı Dava Açılabilir Mi? Boşanma davasında karşı dava açılabilir mi?Boşanma davası sürerken boşanmak istemeyen taraf fikir değiştirerek boşanmak isteyebilir. Bu durumda yapılması gereken Karşı Dava açmaktır. Karşı dava açıldıktan sonra ilk açılan dava ile birleştirilir ve bu iki dava da birlikte görülmeye başlanır. Hakim bu iki davada bulunan vakıalara ve delillere ve delillerin ispatlanış biçimine bakarak bir karar vermesi gerekir. Kararın eksik olduğu düşünüldüğü durumlarda bir üst mahkemeye taşınmasında boşanma avukatı yardımcı olacaktır.
Google'da en çok boşanma davaları hakkında sorular aranıyor. İstanbul Anadolu ve Avrupa Yakası’nda boşanma davasına ilişkin soruları ise Avukat Serpil Çınar cevapladı. İşte merak edilen 44 soru ve cevabı... İstanbul Anadolu ve Avrupa Yakası'nda boşanma davasına ilişkin Google'a en çok sorulan soruları Avukat Serpil Çınar cevapladı. Sorularda hem anlaşmalı hem de çekişmeli boşanmaya dair tüm detaylar yer almakta olup boşanma davasına bağlı olan nafaka, velayet, mal paylaşımı ve tazminata ilişkin 44 soru-cevap Boşanma sebepleri nelerdir?Türk Medeni Kanunu'nda boşanma sebepleri genel ve özel olarak ikiye ayrılmaktadır. Genel boşanma sebebi, evlilik birliğinin temelden sarsılması olup eski kanundaki adıyla şiddetli geçimsizlik olarak bilinmektedir. Özel boşanma sebepleri ise zina; hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış; suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme; terk; akıl hastalığı nedeniyle boşanmadır. Çekişmeli boşanma davasını açacak olan kişi, yalnızca kanunda belirtilen boşanma nedenlerinden birisine dayandırarak boşanma davası Kaç tür boşanma davası vardır?Türkiye'de iki tür boşanma davası vardır; birincisi anlaşmalı, ikincisi ise çekişmeli boşanma davasıdır. Anlaşmalı boşanma davası tek celsede sona eren ve tarafların boşanma ile boşanmaya bağlı konularda mutabakata vardığı davadır. Çekişmeli boşanma davası ise boşanma, nafaka, maddi ve manevi tazminat, velayet konularında veya konulardan birinde tarafların uzlaşamaması halinde açılan davadır. Anlaşmalı boşanma gibi tek celsede sona Boşanma davası hangi mahkemede açılır?Boşanma davalarında görevli mahkeme “aile mahkemesi”dir. Aile mahkemesinin bulunmadığı illerde ise aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesi görevli olacaktır. Yer yönünden yetkili mahkeme ise eşlerin son 6 ayda ikamet ettikleri veya eşlerden birinin yerleşim Boşanma davası nasıl açılır?Boşanma talepli dava dilekçesi düzenlenmeli, anlaşmalı boşanma davası açılacak ise dilekçe ile birlikte anlaşmalı boşanma protokolü de düzenlenmelidir. Belgelerini hazırlayan davacı, adliyede tevzi bürosuna başvurarak dava açma işlemlerini Boşanma davasında mahkeme masrafları nelerdir, ne kadar tutar?Dava açarken mutlaka harcın yatırılması gerekmektedir. Başvuru ve peşin harç ile birlikte mahkemenin posta giderlerini de içeren gider avansı da Çekişmeli boşanma ile anlaşmalı boşanma arasındaki fark nedir?Çekişmeli boşanma davası, taraflardan birisi boşanmak istiyor diğeri istemiyor veya boşanmaya bağlı nafaka, velayet, tazminat veya mal paylaşımına dair konularda taraflar anlaşamadığı zaman açılmaktadır. Anlaşmalı boşanma davası, tek celsede sona eren bir dava olup tarafların boşanma ve boşanmaya bağlı unsurlarda mutabakata vardığı bir Boşanma davaları ne kadar sürer?Her dava süreci mahkemenin iş yoğunluğu, dosyadaki delillerin toplanılması ve tebligat sürecine göre değişkenlik göstermektedir. Ancak ortalama bir süre vermek gerekir ise anlaşmalı boşanma davası 1 hafta ile 1 ay kadar sürmekte, çekişmeli boşanma davası ise 1-1,5 sene kadar Boşanma davasında davayı ilk açan daha mı avantajlıdır?Genellikle boşanma davasını ilk açan kişinin daha avantajlı olduğu kanısı vardır; ancak davada ilk açan olmak herhangi bir avantaj sağlamaz. Eşin dava açması halinde, diğer eş de açılan davaya karşı dava açma hakkına sahiptir. Önemli olan davada tarafların iddialarını hukuka uygun delillerle Boşanma davasında ekonomik durum araştırması nedir?Boşanma davasında mahkeme tarafından SED sosyal ekonomik durum araştırması için ilgili emniyete müzekkere yazılmaktadır. Eşlerin bağlı olduğu emniyet birimi tarafından düzenlenen sosyo ekonomik durum araştırması ile tarafların aylık gelirinin ne kadar olduğu, oturduğu evin kirada olup olmadığı, üzerine kayıtlı taşınmaz ya da araç olup olmadığı sorgulanarak rapor Kadınlar boşandıktan sonra hemen evlenebilir mi?Mahkeme tarafından boşanma kararının verilmesi ve kesinleşmesinden itibaren 300 gün dolmadan yeniden evlenemeyecektir. Kanunda getirilen bu düzenleme ile nesebin karışması önlenmiştir. Ancak 300 gün içerisinde kadın doğum yapar ise 300 günlük bekleme süresi sona erecektir ve çocuğun babası boşanılan koca sayılacaktır. Çocuğun babası boşanılan koca değil ise eski eş, soybağının reddi davası açabilecektir. Bekleme süresi iddet müddeti kaldırılmasında bir diğer neden ise kadının bekleme süresinin kaldırılması davası açmadır. Kadın dava açarken hamile olmadığını kanıtlayan resmi sağlık raporu sunması halinde mahkeme tarafından iddet müddeti kaldırılacaktır. Böylelikle kadın boşandıktan sonra 300 gün içerisinde başka birisiyle evlilik Boşanma davasında duruşmalara katılmak zorunlu mudur?Her iki eşin avukatı var ise duruşmalara katılma zorunluluğu bulunmamaktadır, tarafların vekili müvekkillerini temsilen duruşmaya katılım sağlayacaktır. Ancak özellikle davacının avukatı yok ise duruşmalara katılma zorunluluğu bulunmaktadır, katılmadığı takdirde dosyası işlemden Eşlerden birisi boşanmak istiyor, diğeri boşanmak istemiyorsa ne yapılmalı?Taraflar boşanma konusunda uzlaşamamış ise boşanmak isteyen eşin çekişmeli boşanma davası açma hakkı bulunmaktadır. Dava açacak olan eş, boşanma sebeplerini ve boşanma talebini içerir dilekçesini hazırlayarak ilgili mahkemeye başvuruda Boşanma davasında kadının hakları nelerdir?Öncelikle şiddet gören veya şiddet görme tehlikesi altında bulunan kadın, dava açarken eşine 6284 Sayılı Kanuna dayanarak uzaklaştırma kararı çıkarılması yönünde talepte çocuklarıyla birlikte boşanma davası devam ederken ortak konutta kalmaya hakkı bulunmaktadır ve uzaklaştırma kararı ile birlikte ortak konutun özgülenmesi yönünde talebini de bir yerden geliri yok ise boşanma davası devam ederken kendisi için veya velayetle birlikte çocuğu adına nafaka isteminde Boşanma davasında erkeğin hakları nelerdir?Toplumda nafaka talebinin yalnızca kadınlar tarafından talep edebileceği düşüncesi vardır. Ancak yasal koşulların bulunması halinde erkek eş de nafaka talebinde eş, çocuğun velayetini talep edebilir ve velayetin kendisine verilmesi halinde annenin iştirak nafakası ödemesi yönünde karar verilmesini boşanmada tazminat, her iki eş tarafından da talep edilebilir. Evliliğin bitiminde kusurlu olan eşin kusuru oranında tazminat talebinde bulunmaya hakkı Boşanma davasında avukat tutulması şart mıdır?Herkes kendi hukuki uyuşmazlığını avukat desteği almadan yürütebilir, kendi davasını açabilir. Avukat desteği alma şartı, zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak Aile Hukuku ve Yargıtayın emsal kararlarına hakim olmayan kişinin dava açması ve hukuki tecrübeye sahip olmaması halinde takip ettiği dava süreci sonunda geri dönülmez hukuki kayıplar meydana gelebilecektir. Her işte olduğu gibi davalarda da işin uzmanına başvurulması gerekmekte ve davada nasıl bir yol izleneceği konusunda destek Anlaşmalı boşanma nasıl açılır?Öncelikle tarafların boşanma ve boşanmaya bağlı unsurlarında nafaka, mal rejimi, tazminat, velayet anlaşması gerekmektedir. Taraflar anlaşmalı boşanma protokolü ile birlikte dava dilekçesi düzenlemelidir. Protokolün 1 nüshası mahkeme dosyasına, diğer 2 nüshası ise taraflara verilmek üzere 3 nüsha düzenlenmeli ve ıslak imzalı olmalıdır. Hazırlanan protokoller ve dilekçe ile birlikte bulundukları yerdeki adliyede tevzi bürosuna başvurarak dava açma işlemlerini Anlaşmalı boşanma davasında avukat gerekli mi?Tek celsede sona eren bir boşanma davası ve protokol düzenlenmesinin kolay nitelikte olduğu algısı nedeniyle avukatsız anlaşmalı boşanma davaları açılmakta ve sonuçlandırılmaktadır. Ne yazık ki çiftler evlilikten gelen haklarının neler olduğunu bilmeden dava açıp protokol düzenlemekte ve boşanma sonrasında hak kaybına öğrenmesiyle pişmanlık vekillik hizmetinden yararlanamayan çiftler, en azından bir avukatın danışmanlık hizmetinden yararlanarak haklarının neler olduğunu öğrenmelidir. Haklarını bilmeden dava açan kişi, haklarını kaybetmeye dava açmadan razı olmuş Anlaşmalı boşanma davasının şartları nelerdir?Çiftlerin resmi nikah tarihinin üzerinden en az 1 yıl geçmiş olması gerekir, 1 yıldan kısa süreli evliliklerde anlaşmalı boşanma başvurusunda düzenlediği protokolde boşanma, nafaka, velayet müşterek çocuk var ise, tazminat ve mal paylaşımı konusunda iki eşin avukatı olsa dahi taraflar duruşmada hazır bulunmalıdır. Eşler, protokol maddelerini kabul ettiğini ve boşanmak istediğini hakim huzurunda Anlaşmalı boşanma çekişmeye döner mi?Anlaşmalı boşanma davası açıldıktan sonra her iki eş veya eşlerden biri boşanma ya da boşanmaya bağlı unsurlara dair uzlaştıkları konulardan vazgeçer ise dava, çekişmeli boşanma davasına çekişmeli boşanma davası açmış ise her iki tarafın istemiyle dava görülürken anlaşmalı boşanma davasına da Çekişmeli boşanma mı, anlaşmalı boşanma davası ile mi boşanmalıyım?Anlaşmalı boşanma davası tek celsede sona eren dava olduğundan çekişmeli boşanma davasından daha çok tercih edilmektedir. Biran evvel boşanmak isteyen eşler, yasal haklarını bilmeden anlaşmalı boşanma yoluyla boşanarak hızlı hareket etmemelidir. Bu tarz durumlarda eşin tüm şartları kabul ederek hareket etmesi halinde geri dönülmez hukuki kayıplara neden olacaktır. Eşler boşanma, velayet, nafaka, mal paylaşımı ve tazminat konularında detaylı bir şekilde konuşmalı ve uzlaşmaları halinde anlaşmalı boşanma yolunu tercih etmelidir. Taraflar anlaşamadığı takdirde çekişmeli boşanma davası yoluna Çekişmeli boşanma davası ne kadar sürer?Çekişmeli boşanma davasında ilk olarak dilekçeler aşaması bulunmaktadır. Dilekçeler aşaması yaklaşık 1,5 ay kadar sürmekte, tamamlanması halinde duruşma günü verilmektedir. Mahkeme tarafından tarafların iddialarına yönelik tanık dinleme, müzekkere yazımı ve bilirkişi tarafından rapor hazırlanması süreçleri bulunmaktadır. Bu nedenle çekişmeli boşanma davaları ortalama olarak 1 ila 1,5 yıl kadar sürmektedir Boşanma davası devam ederken başka biriyle duygusal bağ kurulabilir mi?Tarafların boşanmasına dair mahkeme tarafından verilen karar kesinleşinceye kadar taraflar resmi olarak evlidir. Bu nedenle boşanma davası devam ederken birbirlerine olan sadakat yükümlülüğü de devam etmektedir. Eşlerden biri başkasıyla birlikte yaşamaya başlar veya duygusal bağ kurar ise sadakat yükümlülüğünü ihlal etmiş Boşanma davası devam ederken eşler barışır ise ne olur?Tarafların yeniden bir araya gelmesi ve barışması halinde dava dosyasına bildirimde bulunması gerekmektedir. Anlaşmalı boşanma veya çekişmeli boşanma davası açan, boşanma talebinde bulunan kimseler davasından feragat ettiğini bildiren bir dilekçe sunmalıdır. Yalnız feragatte bulunan kimse, mahkemeye sunmuş olduğu boşanma sebepleriyle yeniden dava açamayacağını Eşlerden birisinin Türk vatandaşı olmaması Türkiye'de boşanmaya engel midir?Türk Milletlerarası Özel Hukuk Mevzuatının 14. maddesinde; eşlerin ayrı vatandaşlığı olması halinde müşterek mesken hukuku, bulunmadığı halde Türk hukuku uygulanacağı düzenlenmiştir. Türk vatandaş olan eş, yabancı uyruklu eşinden boşanmak için Türkiye'de boşanma davası açabilecektir, Türkiye'de boşanmaya engel bir durum Boşanma davasında aldatma nasıl ispat edilir?Eşlerden birisinin sadakat yükümlülüğünün ihlal edildiğine dair şüphe bulunuyor ise hukuka uygun olmak kaydıyla her türlü delille ispatta bulunulabilir. Aldatmayı kanıtlamak isteyen eş tanık, telefon arama kayıtları, otel kayıtları, mesaj veya fotoğrafları kanıt olarak Ses kayıtları, Videolar, Facebook, Whatsapp mesajları delil sayılır mı?Bir davada iddialarını ispatlamak isteyen taraf, mahkemeye hukuka uygun deliller sunmalıdır; hukuka aykırı deliller sunması halinde hem mahkeme hükme esas almayacak hem de suç işlemiş olacaktır. Bu nedenle kişinin ses kayıtları, videolar, Facebook ve Whatsapp mesajları kişinin rızası olmadan ele geçirilmiş ise özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlemiş Eşinden şiddet gören eş ne yapmalıdır?Fiziksel şiddete uğrayan kimse, darp raporu almalı ve eşinden şikayetçi olarak suç duyurusunda bulunmalıdır. Şiddet gören eş savcılık, kadın sivil toplum kuruluşları, baroların kadın danışma merkezleri ve adli yardım kuruluşları, polis merkezleri, jandarma karakolları, sağlık kuruluşları ve Alo 183'ü arayarak başvuruda Darp raporu nasıl alınır?Darba uğrayan eş, herhangi bir karakola başvuruda bulunarak darp edildiğine dair şikayette bulunabilir. Kişi, polisler aracılığıyla hastaneye sevk edilerek kişinin darp raporu alınması sağlanacaktır. Darp raporu alındıktan sonra karakol, savcılık veya aile mahkemesinden uzaklaştırma talebinde Boşanma davasında kimler nafaka alabilir?Evliliğin sona ermesi nedeniyle yoksulluğa düşecek ve boşanmaya neden olan olaylarda daha az kusurlu olan eş nafaka talebinde tarafların müşterek çocuğu var ise çocuğun velayet hakkını alan eş, diğer ebeveynden sağlık, bakım ve eğitim masraflarını talep edebilecektir. Her iki nafaka türü, boşanma davası devam ederken de talep Boşanma davasında nafaka miktarı neye göre belirleniyor?Mahkeme nafaka miktarı belirlemeden önce tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmasını gerçekleştirecek ve ekonomik durumu göz önünde bulundurarak karar verecektir. Her iki eşin geliri olup olmadığı, üzerlerine kayıtlı taşınmaz veya taşınırı olup olmadığı gibi hususlar gözetilerek karar verilecektir. Mahkeme, nafaka yükümlüsünün ekonomik durumunu aşan bir karar Nafaka her yıl artar mı?Mahkeme tarafından belirlenen nafaka miktarında her yıl artış oranı da belirlenebilecektir. Yargıtay içtihatlarına göre nafaka artışı, Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK'nun belirlediği Üretici Fiyat Endeksi ÜFE doğrultusunda belirlenecek ve her yıl belirlenen oranda artış Çocuğa ödenen iştirak nafakası kaç yaşına kadar devam eder?İştirak nafakası, süreli nafakadır. Çocuğun reşit olduğu yaşa kadar devam etmektedir, reşit olduğu vakit kendiliğinden dava açılmasına gerek olmadan sona erecektir. Çocuğun reşit olması sonrasında eğitimi devam ediyor ise dava açarak yardım nafakası talebinde Boşanma davasında eşlerin kusuru neye göre değerlendirilir?Kusur, çekişmeli boşanma davalarında önemli bir husustur. Taraflardan biri veya her ikisi diğer eşin evliliğin bitiminde kusurlu olduğunu iddia ediyor ise iddiada bulunan eşler kanıtlamakla mükelleftir. Mahkeme tarafından evlilikten gelen yükümlülükleri yerine getirmeyen, eşine şiddet uygulayan, çocuklarına olan sorumluluklarını yerine getirmeyen eş kusurlu olarak Boşanmada evi terk etmek kusur mudur?Eşlerden birisinin ortak konuttan ayrılması terktir ve Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesinde terk nedeniyle boşanma davası açılmaktadır. Ancak terk edilen taraf, terk nedeniyle boşanma davası açabilmektedir. Terk nedeniyle boşanma davası açmanın koşulları; eşin evlilik birliğinden doğan yükümlülüğünün yerine getirmeme maksadıyla ortak konuttan ayrılması, terkin en az 6 ay sürmüş olması ve diğer eşin ortak konuta dönmesi için eve dön çağrısında bulunması Çocuğun velayeti kime verilir?Tarafların evliliği boyunca müşterek çocuğun velayeti her iki ebeveynde ortaktır. Ancak tarafların boşanma sürecine girmesi halinde velayet hakkı taraflardan birisine verilecektir. Mahkeme, velayet kararını verirken öncelik olarak çocuğun anne bakımına muhtaç yaşta olup olmadığını değerlendirecek, çocuğun bakımı ve gözetiminin hangi ebeveyn tarafından daha iyi üstleneceği gözetilerek velayete Hangi durumlarda velayet babaya verilir?Mahkeme tarafından çocuk adına verilen her karar çocuğun menfaati yönünde olacaktır. Mahkeme tarafından çocuğun yaşı anne bakımına muhtaç ise çocuğun velayeti anneye verilmektedir. Ancak anne çocuğun bakımını aksatıyor, ilgi göstermiyor ve sorumluluklarında ihmalkar davranıyor ise velayet babaya Aile konutu şerhi nedir?Ailenin birlikte mesken olarak kurmuş olduğu konut, aile konutudur. Aile konutu şerhi konulması halinde, eşlerden biri diğer eşin rızası olmadan kira sözleşmesini feshedemeyecek, tapuda malik olsa dahi konut satışını gerçekleştiremeyecektir. Bu nedenle eş, tapu sicil müdürlüğüne başvuruda bulunarak aile konutu şerhi koydurma talebinde Boşanma davası devam ederken evi terk eden eş konutu satışa çıkarabilir mi?Boşanma davası devam ederken diğer eşin rızası olmadan evin maliki olan eş aile konutu satışını kural olarak gerçekleştiremeyecektir. Ancak aile konutunun satılması halinde diğer eşin tapu iptaliyle dava açma hakkı Boşanma davasında maddi ve manevi tazminat talep edilebilir mi?Tazminat, haksız yere yapılan fiil nedeniyle zarara uğrayan kimsenin uğradığı zararın para karşılığı ödenmesi talebidir. Evlilikte eşinin kusurlu davranışta bulunması nedeniyle maddi ve manevi zarara uğrayan eş, zararının tazmini talebinde bulunabilir. Boşanma davası açan eş ayrıca aynı dava dilekçesinde tazminat talebini de Boşanmada tanıklar nasıl belirlenir?Tanık, mahkeme huzurunda davaya konu olan olaylarda görgü şahidi olarak beyanda bulunan kişidir. Boşanma davalarında tanık delili önemlidir, bu nedenle boşanmada eşler mahkeme huzurunda dinletmek istediği kişileri, davada ileri sürdükleri iddialara tanık olan kişilerden arasındaki problemlere bizzat şahit olan ve taraflardan birinin anlatımına dayalı bilgisi sahibi olmayan tanık beyanları delil teşkil edileceğinden kişi eşler tanık seçiminde dikkat Boşanmada mal paylaşımı nasıl gerçekleşir? tarihi sonrasında gerçekleştirilen evliliklerde, mal ayrılığı rejimi var iken mallar kimin üzerinde ise o eş üzerinde kalıyordu. Ancak tarihi sonrasındaki değişim ile edinilmiş mallara katılım rejimi düzenlemesi getirilmiştir, böylece her iki eş evlilik birliği içerisinde edinilen mallarda yarı yarıya hak Düğünde takılan altınlar kadının hakkı mıdır?Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre, düğünde takılan altınlar kadının hakkıdır. Düğünde altınlar, erkek eşe takılsa veya erkek eşin ailesi tarafından kadına takılsa dahi takılar kadının hakkıdır. Yalnız erkeğe özgü olan ve yalnızca erkeğin kullanabileceği takılar, kadına ait olmayacaktır. Bu duruma örnek olarak erkek saati Boşanma davasında verilen karar ne zaman kesinleşir?Mahkeme tarafından duruşmada verilen karar, kısa karardır. Mahkeme kararı gerekçelendirerek yazılacak ve gerekçeli karar her iki tarafa tebliğe çıkarılacaktır. Boşanmaya ilişkin karar, her iki tarafa usulüne uygun tebliğ edilmesinin ardından taraflar yasal itiraz süresinde istinaf yoluna başvurmaz ise karar kesinleşmiş Boşanma kararı nüfus kaydına ne zaman ve nasıl işlenir?Boşanma kararının kesinleşmesi ile kararı veren mahkemenin kalemi tarafından karar ve kararın kesinleşme şerhi ile birlikte ilgili nüfus müdürlüğüne tebliğ edilecektir. Nüfus müdürlüğü, mahkemenin kararını teslim aldıktan sonra boşanan çiftlerin nüfus bilgilerinde medeni halini bekar olarak Soru ve cevaplar Avukat Serpil Çınar tarafından oluşturulmuştur. Bu makaledeki içeriği kullanabilmek için Sözcü Gazetesi'nden izin alınması gerekmektedir.
özellikle sözlüğümüzde iyice ayyuka çıkmış düşünce mudur? öncelikle şöyle bir şey var kadınlar her zaman burak yılmaz'ın hamile eşini dövmesine yapılan tek taraflı yorumları okuduktan sonra; bugün de cenazesine gitmediği şehidin parasını yiyen kadını bile savunanları gördükçe, insan gerçekten hayret bir kabul etmek lazım sırf boşanmak için evlenen kadınlar var. evliliği zehir eden kadınlar var. erkeği kendini savunamayacak kadar aciz düşüren kadınlar var. "erkeksen vurursun vursana hadi vur vur" diye adamın başının etini yiyen kadınlar var. kocasının cebindeki elektrik faturası parasını çalıp gidip kendine elbise alan kadınlar var. "koca değil misin köpek gibi çalışacaksın" diyen kadınlar anne olmak için değil, nafaka koparmak için yapan kadınlar sevgili sözlükçülerimiz ne diyor? "2 ay evli kaldıktan sonra 2 senedir kocasından ayrı yaşayan ve boşanma davası süren kadının; kocasının ölüm parasını alması haktır." niye? çünkü biz bilemezmişiz o 2 ayda nolmuşmuş. boşanma davasını 2 sene sürdürecek nolabilir amk 2 ayda? şiddet middet olsa o dava 2 sene sürmez. yanlış bir kararla evlenmişler 2 ay sonra da hatalarının farkına varıp ayrılmışlar. mahkeme de süründürüyor, olay bu. ama sırf burada boşanan bir kadın var diye, adamın anasının babasının hakkını alabilir diyebilmek mümkün değil. bunu diyebilmenin tek mantıklı açıklaması en hafif tabiriyle "kötü bir insan olmak". tıpkı o kadın gibi "yasal hakkıdır yesin yesin doymasın" konuyu özele indirgemeden, ortada boşanma varsa erkek kısmı illa uğradığı şiddeti kayda mı almalı? kadına pozitif ayrımcılığa da eyvallah; ama hak var hukuk var. arkada ne olduğunu bilmeden "kadın varsa haklıdır" ne demek anasını satiim? kadın dediğin onurlu olur gururlu olur deyip de, haketmediği şekilde nafakalara konmasına "oh olsun" demek nasıl bir ikiyüzlülüktür? siz erkeğin o süreçte neler yaşadığını biliyor musunuz da boşanan kadını melek ilan edebiliyorsunuz? ha bir de bunu diyen feminist kadınları bile bir yere kadar anlarım da, erkeklerden de böyle "yorum yapanlar" var lan! kendileri hakkında tek dileğim, karı-kız düşürmek için yazdıkları bu duyar dolu yorumlardaki kadınlardan biriyle dayağı hakeden kadınlar var millet uyanın! haketti diye dövelim anlamı çıkartanın kadın değilse ağzının ortasına çakayım hele hele para için yapmayacağı şey olmayan kadınların sayısı gitgide artıyor. özellikle türkiye'de de erkekler iddia edilenin aksine gayet salaktır ve kadınlar nereye yönlendirirse oraya gider. bu konu hakkındaki ayrıntılı bilgiye hatunların efendi adam yerine piç tercihi/maximum chatlak bağlantısından ulaşabilirsiniz. erkeklerin burada yapması gereken biraz akıllı olup, kadın şiddetini özellikle psikolojik belgelemek ve dövmeden güzelce boşanmaktır. ahmet'in karısı çocuklarını her gün dövüyordu. bir gün ahmet çocuktaki morlukları farkedip olayı araştırdığında annesinin yaptıklarını öğrendi ve onu uyardı "bir daha bu çocuğa vurursan benden de aynısını karşılık görürsün". ama anne durmadı, çocuğu dövmeye devam etti. ahmet yine gitti "çocuğa vurma demedim mi?" dedi. kadın "ne var lan? erkeksen sen de bana vursana! hadi yiyorsa vur! hadi vursana vur!" dedi ve ahmet'in gözü döndü. kadın boşanma davası açtı ve çocuğun da bahanesiyle 12 milyon tl nafaka istedi. bütün genellemelerde istisnaların çıkması kaçınılmaz olduğu için, kadının her zaman haklı demeyelim de mağdur olmayabileceği doğrudur. tam tersi durumların olduğu, kadının çirkefleşerek erkeği ezdiği durumlar da bu istisnai durumlar her şeyin erkek egemenliği üzerine inşa edildiği bir toplumda yaşadığımız gerçeğini değiştirmiyor. kadınlar şiddet görüyor, tecavüze uğruyor, öldürülüyor, çalıştırılıp parası elinden alınıyor, bazen bizzat kocaları tarafından fuhuşa zorlanıyor. ve her seferinde, mağdur olmaları yetmezmiş gibi bir de mağduriyet bedeli ödüyorlar. bu bedel bazen "kendisi kaşınmış" tarzında bir toplumsal önyargı olur, bazen mahkemelerin erkeğe ottan boktan sebeplerden verdiği ceza indirimi olur, bazen aynı ottan boktan mazeretlerin kadından esirgenmesiyle haksız, erkeklerin mağdur olduğu durumlarda bile kadını haklı görmek gerektiğini savunmuyorum elbette. adalet ancak bireye inebildiği, herkesin hakkını eşit ve tarafsızca koruyabildiği derecede adalettir. kadının alenen haksız olduğu bir durumda bile onun haklı olduğunu iddia etmek elbette ki başka bir zulüm kadınların hissedilir biçimde ezildiği, resmen devlet politikasına dönüşmüş sürekli "ne işi varmış dışarıda" baskısıyla yaşamak zorunda kaldığı bir toplumda, kadının haksız olduğu durumları ön plana çıkartıp her gün gözümüzün önündeki, kendi mahallemizdeki, belki komşu evdeki, hatta belki kendi evimizdeki kadına karşı şiddeti normalleştiremeyiz, olduğundan daha küçük bir yaraymış gibi gösteremeyiz. boşalan kadın diye okudum heyecanlanmıştım boşanan kadın haklıdır, boşanan erkek de haklıdır. yürümeyen bir ilişkiyi olduğu yerde bırakmak herkesin middet olsa dava uzun sürmez diyenler yargı istatistiklerine bi baksın. ağır şiddet varken 2010'da açılan davanın 2015’te ancak bittiğini gördü bu gözler. karısı ile tatile gidip de tatilde kadının üzerine kolonya döküp çakmağı çakan adamın duruşmada "ben karımı seviyorum" dediğini de gördü. düğün gecesi kadına takılan takıları tek tek kameraya kaydedeni hemen sonra takılar yüzünden eşini döveni gördü. "dayağı hak eden kadın var" cılar zaten bunca şiddeti görmezden gelenler. mağdur erkek edebiyatınızı nafakayı değil dayağı hak ettiğini savunan zihniyetinizi... bunlar evlenmesinler. boşanma davası anlaşmalı diilse ve taraflardan biri manyaksa 10 sene bile sürer..var bizim manyak bi müvekkil. kadının da erkeğin de kötüsü vardır, ama hamile kadını dövmek başka bir seviye. haklı veya haksız bir can taşıyor. itin hatrı yoksa sahibinin vardır misali.. elbette ki dünyada kadınlar her gün şiddet görüyor, ezilmeye çalışılıyor, baskılanıyor. kadının haksız olduğu durumları ön plana çıkartıp da kadına şiddeti olduğundan daha küçük bir yaraymış gibi göstermek daha büyük bir yanlış ortadaki gerçeği boşanmak için evlenen, nafaka için çocuk yapan kadınları görmezden gelmenin; her boşanma davasında kadını haklı görmenin; ve bu durumun gitgide istisna olmaktan çıktığını görmek istememenin hiçbir şeye faydası yok. boşanan kadın haklıdır, tazminat nafaka ne gerekiyorsa almalıdır, erkek kesin bir şey yapmıştır diye verilen peşin hükmün, "ne işi varmış o saatte dışarıda" dan 1 santim dahi farkı yok. aynısınız. bir sey yapmasina gerek yok. kadin her zaman haklidir. kadınlar ne yazıkki , hep son noktaya kadar dayanırlar.. onlar asla bırakmazlar, ne zzamanki yaşanmaz hale döner yada erkekler onu terkeder ozaman boşanırlar.. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın.
boşanma davasında kadın nasıl haksız olur