C4K047. Tiroid bezi boynumuzun ön kısmında hemen soluk borumuzun başladığı düzeyde yer alan bir salgı bezidir. Tiroid bezinin en önemli görevi metabolizma hızını düzenleyen hormonları salgılamaktır. Tiroid bezinden salgılanan T3 ve T4 hormonları kalp hızı, kan basıncı, kolesterol, yağ ve şeker metabolizması gibi çok önemli süreçlerde rol oynamaktadır. Tiroid hormonlarının kandaki seviyesinin ayarlanması beyinde yer alan hipofiz bezinin salgıladığı tiroid uyarıcı hormon TSH tarafından yapılır. Tiroid bezinin normalden az çalışmasına hipotiroidi adı verilir. Hipotiroidi varsa kalp hızı ve tansiyon düşer, hareketler yavaşlar, uykuya eğilim izlenir ve genellikle kabızlık olur. Hipertiroidi varsa yani tiroid bezi fazla çalışıyorsa terleme, titreme, sinirlilik, tansiyon yüksekliği ve kalp hızında artış izlenebilir. Ayrıca ishal ve kilo kaybı da hipertiroidide gözlenebilir. Tiroid bezinin en sık hastalığı tiroid nodülleridir. En hassas inceleme yöntemi ultrasondur. Ultrasonda 50 yaş üzerindeki sağlıklı insanlarda bile yaklaşık %50 oranda nodüller tespit edilebilir. Aslında bu nodüllerin %90 ından fazlası iyi huyludur, sadece %10 dan az bir oranda kötü huylu kanser hücresi içeren olabilirler. Ultrason yapan radyoloji uzmanının deneyimli olması ve nodülün yapısı hakkında detaylı raporlama yapabilmesi çok önemlidir. Ultrasonda cm’den büyük çaplı olan nodüllerin iyi huylu mu yoksa kanser mi olduğunu anlamanın en kolay yolu ince iğne aspirasyon biyopsisi İİAB yapılmasıdır. Tiroid biyopsisi konusunda deneyimli girişimsel radyoloji uzmanları ultrason rehberliğinde küçük bir iğne ile nodül içerisinden hücreler alır ve bu hücreler patolojide mikroskop altında incelenerek tanı koyulur. Biyopsi sonucu iyi huylu ya da kötü huylu gelebildiği gibi bazı vakalarda şüpheli gelebilir. Biyopsi sonucu kötü huylu yani kanser ile uyumlu geldiğinde tiroidin bir kısmı ya da tamamı ameliyatla alınır. Daha sonra da, kalan hücreleri yok etmek için radyoaktif iyot tedavisi yapılabilir. Radyoaktif iyot ile tüm tiroid bezi içeren dokular yoğun radyasyona maruz kalmış olur. Hasta bu tedaviden sonra tüm duvarları kurşunla kaplı bir odada 2-3 gün tutulur. Biyopsi sonucu şüpheli gelen olguların %90 ına, tekrar ince iğne biyopsisi ve/veya kalın iğne biyopsisi yapılarak iyi huylu olduğunun tanısı konulabilir. Bu nedenle, sonuç şüpheli geldiğinde hemen ameliyat olunması hiç de doğru bir yaklaşım değildir. İkinci kez biyopsinin yapılması yerine hemen ameliyat önerilen merkezlerlerde iyi huylu tiroid nodüllerine %90 oranında gereksiz tiroid ameliyatı yapılmaktadır. Bu ameliyatların kalıcı ses kısıklığı ya da anesteziye bağlı birçok riskleri olmasının yanında operasyon sonrasında birçok hasta ömür boyu sentetik tiroid hormonuna bağımlı yaşamak zorunda kalmaktadır. Tüm bunların gerçekte iyi huylu olan bir tiroid nodülü için yaşanması 21. yüzyılın tıp pratiğine yakışmamaktadır. Tıbbın en eski ve en önemli ilkesi olan “ÖNCELİKLE HASTANA ZARAR VERME” prensibine de uymamaktadır. Oysa bu tür hastalarda trukat yöntemiyle kalın iğne biyopsisi yapılacak ikinci bir iğne biyopsisi ile büyük oranda kesin tanı konabilir ve gereksiz ameliyatlar önlenebilir. Bunun nedeni, trukat biyopsi ile İİAB’e göre dokudan daha büyük parçaların alınabilmesi ve patolojinin daha kesin tanı koyabilmesidir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda, ilk İİAB de şüpheli sonuç gelen hastalarda, trukat biyopsi ile yaklaşık %80-90 oranında kesin tanı konabildiği gösterilmiştir. Bu nedenle, bu tür hastalarda öncelikle trukat biyopsi yapılmalı, eğer trukat biyopside de kesin sonuç alınamazsa ki bu çok nadiren olur, o zaman cerrahi operasyon düşünülmelidir. Biyopsi sonucu iyi huylu gelirse hastada hiç bir şikayet yoksa nodül ultrason ile 6 ay aralıklar ile takip edilir. Ancak, iyi huylu nodül belli bir çapın üzerinde ise, şikayetlere neden oluyorsa ya da hızlı büyüme gösteriyorsa genellikle tedavi önerilir. İyi huylu nodüllerde tedavi gerektiren şikayetler tiroid nodülünü kitle etkisine ya da hormone üretmesine bağlı olabilir. Nodülün kitle etkisine bağlı olarak; kozmetik, yutma güçlüğü, nefes darlığı, ses değişmesi ve boyun ağrısı gibi şikayetler olabilir. Ayrıca nodülün hormon üretimine bağlı olarak da çarpıntı, sinirlilik, el titremeleri, uykusuzluk ve terleme gibi şikayetleri olabilir. Tedavide klasik yöntem, tiroid bezinin bir kısmının ya da tamamının ameliyat ile alınmasıdır. Ancak tiroid ameliyatlarının bazı riskleri ve dezavantajları bulunmaktadır. Boyunda kalıcı bir kesi izi bırakması ve hastanın çoğunlukla ömür boyu ilaç kullanma zorunluluğu, ve anesteziye bağlı riskler mevcuttur. Tüm bu risklerin iyi huylu bir nodül için yapılması günümüz modern tıbbına yakışmamaktadır ve sorgulanan bir yaklaşımdır. İyi huylu nodüllerin tedavisinde yeni tedavi yöntemleri geliştirilmiştir ve son yıllarda başarı ile uygulanmaktadır. Perkütan ablasyon yöntemleri cerrahi operasyona iyi bir alternatiftir ve son 10 yılda tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Ülkemizde de ameliyatsız tiroid nodül tedavisinde deneyimli girişimsel radyoloji uzmanları bulunmaktadır. Bu yöntemde, lokal anestezi ve ultrason rehberliğinde nodüle çeşitli iğnelerle girilir ve nodül lazer, radyofrekans veya mikrodalga enerjisiyle ısıtılarak termal ablasyon tahrip edilir. Kistik sıvı içeren nodüllerde ilk seçilecek yöntem ise alkol enjeksiyonuyla kimyasal ablasyon tedavidir. Modern yöntemler ile ağrısız ve neştersiz olarak yapılan tiroid nodül tedavisi sonrasında hastalar birkaç saat içinde normal hayatlarına dönebilir. Ayrıca ömür boyu sentetik tiroid hormon kullanmak zorunda da kalmaz. Bu nedenle iyi huylu nodüllerde ilk tercih edilmesi gereken yöntem ameliyatsız modern yöntemler olmalı. Klasik ameliyatlı tedaviler ikinci aşamada gereklilik halinde uygulanmalıdır. GUATR; Tiroid bezinde nodüllerden ayrı olarak ele alınması gereken başka bir hastalık da guatrdır. Guatr tanım olarak tiroid bezinin büyümesidir. Tiroid bezi nodüller şeklinde yumrular ile birlikte büyümüşse buna nodüler guatr denir. Nodül olmadan olan büyümesine ise basit guatr adı verilir. Basit guatrda tiroid hormon üretimi azalmıştır ve tiroid bezinin daha fazla hormon üretmesi için beyindeki hipofizden yüksek miktarda tiroid uyarıcı hormon TSH salgılanmaktadır. Yüksek TSH tiroid bezini büyütmekte ve basit guatr bu şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu süreci başlatan tiroid bezinin yeterli hormon üretememesinin 2 sebebi olabilir. Bunlardan ilki iyot eksikliği, ikincisi ise tiroid bezinin Hashimoto gibi otoimmun hastalıklarıdır. Otoimmun hastalıklarda tiroid hücrelerine karşı oluşan antikorlar tiroid bezinin harabiyetine neden olmaktadır. Nodüler guatrda bez içinde nodüller çok büyük boyutlara ulaşır. Bu nodüller eğer çok sayıda ise bu hastalığa multinodüler guatr MNG denir. MNG ile birlikte hipertiroidi varsa, hangi nodülün fazla hormon ürettiğini anlamak ve o nodule yönelik tedavi yapmak için tiroid sintigrafisi yapılır. Ultrason görüntüleri ile birlikte sintigrafi görüntüleri değerlendirilerek hangi nodülün hormone üreten nodül sıcak nodül olduğu belirlenir. Sonrasında yeni yöntemler ile sadece o nodülün tedavisi mümkün olmaktadır. MNG da ayrıca kanserli nodül yönünden değerlendirme de çok önemlidir. Ultrason görüntülemesinde büyük boyutlu, koyu renkli, kistik olmayan, düzensiz kenarlı ve küçük kireçlenme odakları içeren nodüllerin kanser olma olasılığı daha yüksektir. Yapılan biyopside iyi huylu çıkan nodüllere, takip ya da perkütan ablasyon ameliyatsız tiroid nodül tedavisi uygulanabilir. MNG li hastaların nodüllerinin içinde %10 dan daha az bir oranda küçük kanser odakları olduğu gösterilmiştir. Ancak bu kanserler çoğunlukla tirioidin en iyi huylu kanseri olan papiller karsinom tipindedir. Tiroid bezinde düşük riskli papiller kanser mikrokanser 20 yıllık sağ kalımı %99 olan çok yavaş seyirli bir kanser türüdür. %95 oranında belirgin büyüme göstermez. Sonuç olarak MNG li hastalar çok düşük oranda bir kanser riski taşımaktadır.
Ameliyat ile tiroid bezlerinin ikisi de alınmalı mı?Tiroid nodülleri her iki tiroid bezinde varsa ve büyükse iki taraftaki de çıkarılır. Tiroid kanserinde ve hipertiroidi hastalarında yine iki tiroid bezi çıkarılır. 1 cm'den küçük tiroid kanseri hastalarında veya tek tarafta nodülü olan hastalarda tek taraflı ameliyat uygulanabilir. Bu karar genellikle ameliyat sırasında verilir, ancak ameliyat öncesi hasta her iki ameliyat şekliyle ilgili de kanseri ameliyatı farklı mı?Nodülde tespit edilen tiroid kanseri ameliyatları ile standart guatr ameliyatları benzerdir. Büyük ve etraftaki dokulara sıçramış kanser vakalarında ameliyatlar uzun sürer ve oldukça zorlu geçer. Lenf bezlerine sıçrama yapmış tiroid kanseri hastalarında, tiroid bezinin çıkarılmasının yanı sıra lenf bezleri de çıkarıldığı için, standart tiroid ameliyatlarından daha farklı ve daha bezine sıçrama yapmış tiroid kanseri tedavisi nasıl olur?Tiroid kanserleri özellikle papiller kanser ve medüller kanser lenf bezlerine sıklıkla metastaz yapar. Ameliyat öncesi kanser tanısı konulmuş hastalarda, lenf bezleri ultrasonografi ile değerlendirilmelidir. Metastaz kuşkusunda biyopsi alınarak tanı koyulmalıdır. Tanı koyulan hastalarda tiroid ameliyatına ek olarak lenf metastazı olan bölge sırasında patolojik inceleme frozen yapılmalı mı?İğne biyopsisi ile kanser tanısı konulan hastalarda frozen yapılmaz. “Kanser kuşkusu” olan hastalarda frozen istenebilir. Ameliyat esnasında kuşkulu bir lenf bezi görülürse, frozen yapılarak ameliyatın şekline karar verilir. Frozen sonucunda metastaz bulunursa, hastanın lenf bezleri de hasarını önleyen cihaz var mı?Tiroid ameliyatlarında siniri bulmayı kolaylaştıran cihazlar kullanılabilir. Bu cihazların kullanımı komplikasyon riskini azaltmaz ancak sinirin bulunmasını kolaylaştırır. İkincil boyun cerrahisinde bu teknolojinin kullanılması kuvvetle ne kadar zaman sonra alınır?Cilt dikişlerinde kendiliğinden eriyen iplikler kullanıldığı için, dikişlerin alınması söz konusu değildir. Bazen de cilt yapışkan bantlar ile yaklaştırılarak zaman banyo yapabilirim?Ameliyattan sonra ikinci gün yara yerine su değmesinde bir mahsuru yoktur. Ameliyat olduğunuz günün ertesi günü birinci gün olarak kabul iltihaplanma olursa bunu nasıl anlarım? Taburcu olduktan sonraki günlerde yara yerinde ağrı, kızarıklık veya şişlik gelişmesi infeksiyon iltihaplanma bulgusudur. Çok ender iz kalır mı?Tüm tiroid ameliyatlarında kesi estetik usul ile kapatılır ancak kişinin yara iyileşme durumuna göre bazen daha belirgin iz kalabilir. Ameliyattan genellikle altı ay sonra yara izi belirsiz hale gelir. Ameliyat kesileri boyunun doğal çizgilerinden yapıldığı için, zamanla yara izi farkedilmez. Yaz aylarında ameliyat olan hastalar dışarı çıkarken yüksek koruma faktörlü güneş kremi kullanmalıdır. Güneşe maruz kalan yaralarda iz kalma riski hayatıma ne zaman dönebilirim?Standart bir tiroid ameliyatında bir hafta sonra işe dönebilir. Bu süre kişisel özelliklere ve hastalığın durumuna bağlıdır. Komplikasyon geliştiği zaman işe dönüş süresi hormonu ilacını nasıl kullanacağım?Tiroid ameliyatları sonrası tiroid hormonu genellikle ömür boyu kullanılır. Tiroid dokusu çıkarıldığı için vücudun ihtiyaç duyacağı hormon dışarıdan verilir. Patoloji sonucunun geç çıkacağı durumlarda, tiroid hormonu düşük dozda hemen başlanır. Tiroid hormon azlığı, halsizlik, yorgunluk, saç dökülmesi, kilo artışı yapacağı için, ameliyattan sonra tiroid hormonuna erken dönemde başlanır. Patoloji sonucunun bir hafta içinde alınabileceği durumlarda, sonucu görüp ilaç başlanması hormon ilacının kullanımının zararı var mı?Vücutta eksik olan hormon yerine verildiği için zararı yoktur. Tiroid hormonu sabah aç karnına ve tek seferde ilaç kullanan hastalar, bu ilaçlarını tiroid hormondan en az 4 - 5 saat sonra almalıdır. Hormon tetkiki yapılacağı gün ilaç alınmamalıdır. İlaçlarda doz değişikliği sekiz haftadan önce yapılmamalı, doz değişikliğinin kontrolü de en az 6-8 haftadan sonra tedavisi uygulanacak mı?1 cm'den büyük papiller ve foliküler kanserlerde, atom tedavisi genellikle verilir. Atom tedavisi kararı Endokrinolog ve Nükleer Tıp uzmanlarıyla gerçekleştirilen konsey kararıyla belirlenmeli ve uygulanmalıdır. Bu karar her hasta için konuşularak ne zaman geleceğim?Ameliyattan sonra ilk kontrol patoloji sonucu çıkınca yapılır. Hasta taburcu edilirken tiroid hormon ilacı başlanır. Patoloji sonucu görüldükten sonra hormon tetkiki istenerek ilacın dozu ayarlaması kontrolü iki ay sonra yapılır. Sonraki dönemlerde hastanın durumuna göre 3 veya 6 aylık kontrollere periyodik olarak devam edilir. İlacın doz ayarlaması yapıldıktan sonra yıllık kontrol yeterli olur. Hastanın halsizlik, yorgunluk, çarpıntı gibi şikayetleri olduğu zaman daha erken kontrole gelmesi gerekir.
Tiroid cerrahisi tiroid bezinin kanser veya kanser dışı bazı hastalıklarında tedavi amacıyla uygulanmaktadır. Bu amaçla uygulanan çeşitli operasyonlar; Lobektomi Tiroid bezinin yarısının çıkartılmasıdır. Subtotal tiroidektomi Heriki lobda bir miktar tiroid dokusu bırakılarak tiroid bezinin çıkartılması Totale yakın tiroidektomi Tek tarafta bir gramdan daha az tiroid dokusu bırakılarak tiroid bezinin çıkartılması Total tiroidektomi Tiroid bezinin tamamının çıkartılması. Her operasyon için belirli endikasyonlar mevcuttur. Tiroid cerrahisinin en önemli riskleri anatomik olarak komşu yapıların zarar görmesidir. Bunlardan birincisi kalsiyum seviyesini düzenleyen paratiroid bezleri, diğeri ise ses tellerini uyaran sinirlerdir. Ameliyat öncesi hastaların en sık sorduğu sorular aşağıda özetlenmiştir. Neden ameliyat gerekiyor? Cerrahi tedavi tiroidde başlıca üç grup hastaya uygulanıyor. Bunlardan birincisi tiroid kanseri olduğu iğne biopsisi ile bilinen veya biopsi ile tiroid kanseri şüphesi olan hastalar, ikinci grup iyi huylu olduğu düşünülen ancak çapı giderek büyüyen ve boyunda baskı belirtileri yapan nodülleri olan hastalar, üçüncü grup da hipertiroidi hastalığı ilaçla veya radyoaktif iyodla kontrol altına alınamayan veya alınamayacağı baştan öngörülen hastalar. Ameliyat öncesi ne incelemeler yapılacak? Diğer tüm operasyonlardan önce yapıldığı gibi tiroid cerrahisi öncesinde de ayrıntılı olarak medikal hikaye, fizik muayene ve kardiyopulmonel kalp ve dolaşım sistemi değerlendirme yapılmalıdır. Kalp ile ilgili belirtileri bulunan ve 45 yaş üzeri hastalarda EKG ve akciğer grafisi istenmelidir. Daha önce boyun ameliyatı geçirenler ve ses değişiklikleri olanlarda cerrahi öncesi ses telleri mutlaka değerlendirilmelidir. Bu ses tellerini uyaran sinirlerin fonksiyonunun normal olup olmadığının saptanması için önemlidir. Tiroid cerrahisi medüller tiroid kanser için yapılacaksa eşlik edebilecek adrenal böbrek üstü bezi tümörler feokromasitoma, hiperkalsemi ve hiperparatiroidi araştırılmalıdır. Ameliyatı yapacak cerrahı nasıl seçmeliyim? Cerrahi tedavi tiroidde başlıca üç grup hastaya uygulanıyor. Bunlardan birincisi tiroid kanseri olduğu iğne biopsisi ile bilinen veya biopsi ile tiroid kanseri şüphesi olan hastalar, ikinci grup iyi huylu olduğu düşünülen ancak çapı giderek büyüyen ve boyunda baskı belirtileri yapan nodülleri olan hastalar, üçüncü grup da hipertiroidi hastalığı ilaçla veya radyoaktif iyodla kontrol altına alınamayan veya alınamayacağı baştan öngörülen hastalar. Ameliyat öncesi ne incelemeler yapılacak? Diğer tüm operasyonlardan önce yapıldığı gibi tiroid cerrahisi öncesinde de ayrıntılı olarak medikal hikaye, fizik muayene ve kardiyopulmonel kalp ve dolaşım sistemi değerlendirme yapılmalıdır. Kalp ile ilgili belirtileri bulunan ve 45 yaş üzeri hastalarda EKG ve akciğer grafisi istenmelidir. Daha önce boyun ameliyatı geçirenler ve ses değişiklikleri olanlarda cerrahi öncesi ses telleri mutlaka değerlendirilmelidir. Bu ses tellerini uyaran sinirlerin fonksiyonunun normal olup olmadığının saptanması için önemlidir. Tiroid cerrahisi medüller tiroid kanser için yapılacaksa eşlik edebilecek adrenal böbrek üstü bezi tümörler feokromasitoma, hiperkalsemi ve hiperparatiroidi araştırılmalıdır. Ameliyatı yapacak cerrahı nasıl seçmeliyim? Tiroid cerrahisi bu konuda özel eğitim almış ve tecrübeli cerrahlar tarafından uygulanmalıdır. Tiroid cerrahisini sık uygulayan cerrahların yaptığı ameliyatlar sonrası komplikasyon oranları daha düşüktür. Ameliyatın riskleri nelerdir? Tiroid cerrahisi sırasında kaşılaşılabilecek en önemli riskler kanama, kalıcı ses değişikliklerine neden olan ses tellerini uyaran sinirin zedelenmesi ve hipoparatiroidiye yol açan vücudumuzun kalsiyum düzeyini ayarlaya paratiroid bezlerinin hasar görmesidir. Bu komplikasyonlar daha çok lenf nodu tutulumu olan ve çevreye yayılmış büyük tümörlerde, tiroid bezine yapılan ikinci ameliyatlarda ve göğüs kafesine doğru uzanım gösteren büyük guatrlarda olur. Cerrahın tecrübesi yetersiz olduğunda komplikasyon oranı artar. Genel olarak komplikasyon oranı % 2'nin altında olmalıdır. Tiroid bezimin ne kadarının alınması gerekiyor? Cerrahınıza size nasıl bir ameliyatın planlandığını lobektomi, subtotal tiroidektimi veya total tiroidektomi sorunuz . Papiller ve folliküler tiroid kanserlerinde genellikle tercih edilen ameliyat şekli total tiroidektomidir. Medüller tiroid kanserde primer tümör büyükse tutulmuş olabileceği düşünülen lenf nodlarını çıkartmak için lenf nodu diseksiyonu uygulanır. Çok sayıda iyi huylu nodül olan guatrlarda nodüller tek lobda toplanmış, karşı lob normalse sadece o tarafa lobektomi yeterlidir. Graves veya multinodüler guatra bağlı hipertiroidide genellikle tek tarafa total diğer tarafa totale yakın tiroidektomi uygulanır. Ameliyat sonrası normal hayatıma dönebilecekmiyim? Evet. Cerrahiye bağlı etkiler geçtikten sonra ameliyat öncesi yapabildiğiniz herşeyi yapabileceksiniz. Tiroid bezinin tamamı veya tamamına yakını alınanlarda
Tiroit cerrahisine uygun olan hastaların ameliyat hakkında sordukları soruların sayısı, sırası ve içeriği günümüzde artık değişkenlik gösteriyor. Örneğin daha önce ameliyat izi kalması sorusu en ön sırada yer alırken, günümüzde ameliyata bağlı çıkabilecek sorunlar yani ameliyat komplikasyonları ön plandadır. Memorial Şişli Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü'nden Prof. Dr. Adnan İşgör, tiroit ameliyatlarında en sık sorulan soruları yanıtladı... 1. Ses kısıklığı olacak mı? Böyle bir olasılık söz konusudur ancak bu ihtimal, deneyimli ellerde çok düşüktür ve binde bir civarındadır. Dolayısıyla çoğu geçici olan ve çok az karşılaşılan ses kısıklığı ihtimali nedeniyle gerekli bir ameliyatın yapılmasından vazgeçilmemelidir. Ses kısıklığının nedeni tiroitle yakın komşulukta bulunan ve ses tellerine giden sinirlerin zedelenmesidir. 2. Kan kalsiyumu ameliyattan sonra düşer mi? Kan kalsiyum düşüklüğü genellikle ameliyattan 24-48 saat sonra gelişir ve görülme ihtimali azdır. Hastanın ağız çevresi, el ve ayak parmaklarında uyuşma, bazen de kasılmalarla kendini gösterir. Nedeni tiroidin arkasında bulunan paratiroit adı verilen bezlerin zedelenmesidir. Hastalara verilen kısa süreli kalsiyum tedavisi ile çoğunlukla kendiliğinden düzelebilmektedir. 3. Narkozdan uyanmama gibi bir sorunla karşılaşılıyor mu? Hastalar ameliyattan önce anestezi uzmanı tarafından muayene edilmekte ve o hasta için gerekli görülen testler yapılmaktadır. Bu işlemler sonucunda anestezi almasında herhangi bir sakınca olmadığı saptanan hastalarda uygun bir anestezi verilmesinden sonra uyanmama sorunu ile karşılaşılmamaktadır. Diğer yandan çok ender olarak bazı hastalar normalden biraz daha geç uyanabilir. AMELİYAT SAAT SÜREBİLİR 4. Ameliyatın süresi nedir? Ameliyatın süresi; kullanılan tekniğe ve ameliyat yöntemine, tiroidin büyüklüğüne ve yandaş organlarla olan ilişkisine göre değişir. Orta büyüklükte ve yapısal anormalliğin olmadığı bir tiroidin tamamını çıkarmak için gerekli süre ortalama saat dolayındadır. 5. Ameliyattan hemen sonra ne gibi yakınmalar olabilir? Ameliyattan sonraki ilk bir-iki saat içinde sürekli uyuma isteği ve boyun ağrısı olabilir. Bazen öğürme, mide bulantısı ve kusma, özellikle sigara içenlerde öksürük; hastayı ilk saatlerde rahatsız edebilir. Bu sorunlar uygun ilaçlarla en aza indirilebilmektedir. 6. Ameliyattan sonra tiroit ilacı kullanmam gerekli mi? Tiroidinin tamamı veya büyük kısmı çıkarılan hastalarda hormon üretimi yetersiz olacağından hastalarda az çalışan tiroit ile ilgili sorunlar ortaya çıkabilir. Dolayısıyla bu hastaların yaşamları boyunca hormon almaları gerekir. İlacın dozu, ameliyat nedenine ve kan TSH düzeyine göre ayarlanır. Kullanılan hormonun yan etkileri TSH düzeyi uygun sınırlarda tutulduğu sürece hemen hiç yoktur ve kemik erimesi sorununun ortaya çıkma olasılığı çok azdır. 7. Tiroit ilacının arada bir unutulması önemli midir? Herhangi bir nedenle ilacın birkaç gün alınmaması büyük sorun oluşturmaz. Ancak bu, alışkanlık haline gelmemelidir. Diğer yandan ilacın dozu hekimin bilgisi olmadan değiştirilmemelidir. Ayrıca ilaç sabah aç karnına alındıktan en az 45-60 dakika sonrasına kadar su hariç bir şey yenilip içilmemelidir. 8- Ameliyat sırasında kullanılan yeni teknolojiler var mı? Tiroit cerrahisinde kullanılan yeni tekniklerden birisi de tiroide yakın komşuluk gösteren ses tellerine giden sinirlerin ameliyat sırasında sinir monitorizasyon adı verilen bir yöntemle kontrol edilerek daha güvenli bir ameliyat sağlanmaya çalışılmasıdır. Bir diğer yeni teknoloji, tıpta 'endoskopik tiroit cerrahisi' video-endoskopik cerrahi ve robotik cerrahi gibi adı verilen bir yöntemdir. Günümüz koşullarında tüm hastalara uygulanamadığı gibi klasik yönteme göre herhangi bir üstünlüğü kanıtlanamamıştır. Tek amacı boyunda iz kalmaması olan bu yöntemlerin günümüzde genel kabul gördüğü söylenemez. 9. Ameliyat yarası nasıl kapatılıyor, iz kalıyor mu? Ameliyat kesisinin uzunluğu guatrın büyüklüğüne bağlı olarak değişmekle beraber ortalama 4-5 santimetre civarındadır. Yara genellikle gizli dikiş adı verilen bir yöntemle kapatılır. Ancak ince metal klipslerle ya da özel bantlarla yara kapatılabilir. Yaranın lazer tekniği ile kapatılmasının ise özel bir avantajı yoktur ve deneyimli olduğu kabul edilen merkezlerde kullanılmamaktadır. Uygun ve kibar bir cerrahi teknik kullanılan bir hastada kalacak yara izinin nasıl olacağını belirleyen etken, bireyden bireye göre değişen yara iyileşme aşamalarıdır. Daha önce başka bir ameliyat geçirmiş hastada bile tahmin edilmesi olanaklı değildir ve bir yara son şeklini en erken bir yıl sonra alır. ERTESİ GÜN NORMAL BESLENEBİLİR 10. Hastaneye ne zaman yatmalıyım ve kaç gün hastanede yatarım? Önemli başka hastalığı olmayan hastalar ameliyat günü hastaneye yatırılır. Buna göre önceden gerekli tetkikleri yapılmış ve anestezi uzmanınca değerlendirilmiş olan hastaların ameliyattan bir saat önce, diğer hastaların ise iki-üç saat önce hastaneye yatması yeterlidir. Ameliyatın ertesi günü normal beslenmeye geçen hasta hemen hemen tüm günlük aktivitelerini yapar durumda olur ve hastaneden çıkabilir. ALTIN STANDART KLASİK AÇIK AMELİYAT Tiroit ameliyatlarında robotik cerrahi dahil laparoskopik yani kapalı yöntemler kullanılabiliyor. Ancak hastaların en fazla yüzde 15'i buna uygun oluyor. Burada kozmetik sonuçlar öne çıkıyor ama çoğu hastada halen bu yöntem kullanılamıyor. O nedenle altın standart, klasik açık tiroit ameliyatıdır. KALSİYUM DENGESİ BOZULUR Tiroit ameliyatlarının cerrahi sonrası en önemli problemleri, ameliyattan sonra erken dönemde kanama, sinir yaralanmasına bağlı ses sorunları ve kalsiyum metabolizmasının geçici de olsa bir süreliğine bozulması oluyor. Cerrahın en önemli görevi bu sorunların ez az düzeyde ortaya çıkmasını sağlamaktır. PARATİROİT BEZİ ÇOK ÇALIŞMAYA BAĞLI OLARAK TEDAVİ EDİLİYOR Paratiroit bezlerinde, tiroit bezinden farklı olarak az değil, çok çalışmadan kaynaklı sorunlar görülebilir ve hiperparatiroidi olarak isimlendirilir. En sık karşılaşılan ve çoğunlukla cerrahi gerektiren birincil grupta hastalık iki şekilde ortaya çıkar. Bunlardan ilkinde bütün bezler büyüyebilir. Bazen de bir veya birkaç bez adenom adı verilen bir şekilde büyüyebilir. Birincil grupta henüz kabul gören bir tıbbi tedavi bulunmamakla birlikte sadece kalsiyum düzeyi yüksek, kriz riskli hastalarda ameliyata hazırlık için kalsiyum miktarının düşürüldüğü geçici tedaviler uygulanır. Eğer kalsiyum yüksekse, fosfor düşükse, idrarda kalsiyum fazla atılıyorsa, hastada belirgin yakınma ve bulgu olmadan da çoğu kez ameliyat gerekebilir. Ancak hastada kemik erimesi, böbrek taşı ile kas yorgunluğu gibi sorunlar ortaya çıkmışsa mutlaka ameliyat edilmesi gerekir. TEK SEÇENEK CERRAHİ Paratiroit cerrahisinde, ameliyatta bütün bezlerin görülmesi ve bunlardan hastalıklı olanların çıkartılması temel yaklaşımdır. Günümüzde başta ultrason ve sintigrafi olmak üzere MR / BT gibi görüntüleme yöntemlerinin de işleme dahil edilmesi ile büyümüş tek bezin nerede olduğu görülebilir ve odaklanmış cerrahi adı verilen, daha sınırlı ve kısa olan bir cerrahi girişim yapılabilir. Ancak bazen birden fazla bezde hastalık olmasına karşın görüntüleme yöntemleri sadece bir bezi gösterebilir. Bu durumda bu bez başarılı bir şekilde çıkarılsa da hastalık bir süre sonra tekrarlayabilir.
tiroid sintigrafi çekildikten sonra dikkat edilmesi gerekenler